Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

600 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
GÜNCELLEME "Kanka çok betimleme var ya." "17 yaşındayken yazmış biliyor musun?" "Tecavüzü meşrulaştırıyor o kitap bi' kere" "Stockholm sendromu varmış diyorlar, yoksa neden öyle yapsın ki?" "Wattpadden çıkmış kitap" Merhabalar‍️ eğer bir ortamda yukarda bahsedilen diyaloglardan biri geçiyorsa o kitap Yabancı'dır. Şimdi baştan söyleyim bu kitabı ikinci okuyuşum, ilkinde de çok büyük bir heyecan ve önyargı ile okumuştum geçenlerde yazdığım incelemeye bakınca hem yetersiz olduğunu hemde gerektiği kadar düşüncelerimi yansıtmadığını düşündüğüm için tekrar okudum. Neredeyse tüm olayları unutmuş olduğum için belli yerlerde heyecanlanarak okudum ama bu sefer kitapta geçen hiç bir şey beni rahatsız etmedi. Ne Ediz'in gerizekalı hareketleri, ne Doğa'nın ne yapacağını bilmez tavırları, ne sürekli bahsedilen "çimen göz" vurgusu.. hiçbir şey rahatsız etmedi.. (gerçi bu seferde Ediz'in Doğa'yı sürekli kucağına alması rahatsız etti ama neyse) Neden rahatsız olmadım konusuna gelirsek ikisininde kafadan gidik olduğunu farketmem oldu. :D Doğa karakteri 18 yaşında yetişkinliğe adım atmaya hazırlanan, babası tarafından psikolojik ve fiziksel şiddet görmüş, acısını kendi içinde yaşamış, yine kendi tabiri ile dışına tuğlalar örmüş bir kadın. Ediz karakteri ise yine Doğa'nın tabiri ile "yetişkin bir ergen" annesinin onu doğururken ölmüş olmasını  n getirdiği suçluluk duygusu (bence) zamanla kendisine nefret boyutuna ulaşmış, annesine duyduğu sonsuz özlem, mahcupluk duygusu ile yıllar boyu savaşmış, babasını annesinin yerine koyması, Levent Çağıran'a karşı hissettiği sevgi, mahcup etmeme kaygısı ile yaşamış olması ve Atalay'ın elinde kalan son limanını öldürmüş olması, intikam alayım derken Doğa'yı sevmesi zaten onu içinden çıkılamaz bir girdabın içine atmışken o çocuktan mantıklı hareketler beklemek komik olurdu. Kitabın okuyuşunu zorlayan tek şey puntoların küçüklüğü ve sayfa sayısının kalın olmasıydı onun haricinde Öznur reisin kaleminin köpeğiyim, nefrette etsem, aşkımdan bileklerimi dikine dikine kesecek dahi olsam sırf sonunu nasıl bağlayacak merakı ile o son kitabı okurum, okursun, biliyorum ben seni. Kitaba puanım: 5/5 ⭐⭐ Uzun zamandır bana bu kadar yoğun duygular hissettiren, heyecanlandıran bir kitap okumamıştım. Demek istediğim çok şey var fakat kelimeleri birleştirip nasıl cümle yapılır resmen unuttum. Ve.. Artık kitaplar konusunda önyargılı olmayı gerçekten bırakmam gerek (bırakmadı) Öncelikle gözüme batan bir iki şeyi söyleyim "yeşil göz, çimen göz, zehir saçan yeşil göz, yeşil, yeşil, yeşil.. " Ediz'in gözlerinin yeşil olması bu kadar çok belirtilmesi beni biraz baydı ama sonradan alıştım. Tıpkı bazen aşırıya kaçan benzetmelerine alıştığım gibi. Ama korktuğum kadar benzetme yoktu hakkını yemeyeyim. Beni rahatsız eden bu kısımlar oldu aslında onun dışında kitap o kadar aksiyon doluydu ki nefes almadan okudum. Nerdeyse her bölüm heyecan doluydu. Ediz'in bazı cümleleri feminist damarlarımı kaldırsa da çoğu hareketi ile de gönlümü aldı Allah var. ( Evet dengesiz tavırlarına rağmen..) bazen beni sinir etse de Doğa'yı da sevdim düşündüğüm kadar omurgasız çıkmadı. Konusunu az çok biliyorsunuzdur burada tekrar yazıp laf kalabalığı etmek istemem. Aklınızda Yabancı'ya dair şüpheler varsa aldırmadan gidip kitabı alın ve okuyun eminim pişman olmayacaksınız. Belasız günler dilerim
Yabancı - Şahmeran
Yabancı - ŞahmeranÖznur Yıldırım · Pegasus Yayınları · 20167,1bin okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.