GEÇMİŞİN YÜKÜ “Geçmişle yaşamak, en ağır hastalık. Geçmişi silemezsen, ondan vazgeçemezsen asla yeni bir gelecek yazamazsın.” “İnsan beyni ne kadar ilginçti. Unutmak istediklerini unutamıyor, ama unutmaya çalıştıkların her köşeden seni sarıyordu.” “Ne yazık ki insanoğlu ne yaparsa yapsın geçmişinden ve özünden kaçamıyordu.” Sofia Zeynep, Henry, Hızır öğrt., Aylin, Süreyya, Firuze, Robert, Klauz, Hazım amca, Hasan, Naciye hanım, Serpil, Yaşar Karahan, Kenan, Münevver hanım, Maria, Camilla ve diğer karakterler ile bambaşka ve entrikalarla dolu yaşamların içerisinde ben de yer aldım. Yeri geldi çok üzüldüm, yeri geldi onların adına mutlu oldum. Ancak yaşananların etkisi halen üzerimden gitmiş değil... Zeynep; köy hayatında yaşam sürerken yapılan iftiralar sonrası oradan kaçıp hayat ile zorlu mücadelesi, Hızır öğretmen ve ailesinin onun için yaptıkları, hayatını ilerleyen zamanda yoluna koymuşken, aile olma hasreti ile yanarken ve sonrasında bunu yakalamışken aşkı için göze aldıklarının başına neler getireceğini bilse yine de yapar mıydı? Bazen her şey tam olmuyor işte hayatımızda. Fazlasını istiyoruz her daim... Yaratandan gelene razı olmuyoruz. Eksiklikleri kabullenemiyoruz. Ve ki bu yüzden Zeynep’in de büyük hatalar yapmasına sebep olması ve sonrası yaşadıkları acıydı... Ve bu büyük hatalar sonrası eşi Henry’nin de hayatlarını alt üst edecek hatalar yapmasına sebep olması daha da üzücü idi. Süreyya; Ah be Süreyya, sen nasıl bir hayat yaşadın öyle... Ben okurken kabullenemedim çoğu yaşanılanı da sen o küçücük yüreğin ile nasıl dayandın. Sosyete bir anne ve onun kuklası bir baba.  Sevgisini çocuğuna göstermemesi, ailenin asilliğinin bozulmasına engel olacak olayları örtbast etmesi halen midemi bulandırıyor. Naciye hanım bir anne olamaz. Bir anne evladına kıyar mı hiç... Süreyya’nın hayatı yüreğimi dağladı. Hele o Hazım denilen pisliğine ise diyecek bir kelime bulamıyorum. Firuze; Anneannesi ile yaşayan ve pırıl pırıl parlayan başarılı bir manken iken yanlış adama aşık olması ile ölümü her an yanında hissederken benim de yüreğim ağzıma geldi. Yaşar’ın onu yaşamı ile büyülemesi ve Serpil’in uyarılarını görmezden gelmesi ile hayatının alt üst olacağını bilse idi onu dinlemez miydi? Yaptığının hata olduğunu bilmemesi ve ödediği acı dolu bedeller beni de üzdü. Bazen bile bile hataları yapıyoruz, sonunu düşünmeden ısrarla o hatayı yaparak ilerliyoruz... Aylin; Babasının, yaşadığı yerin geleneklerinden ve ailesinden kaçıp Almanya’da kendisine bir aile kurup kaçtığını zannederken karşısına çıkan kişi tarafından gelen tehditler, Aylin'in de sevdiği adamı da acı bir şekilde kaybetmesi ne kadar kötüydü. Dinine bağlı gibi görünüp bağnaz düşünceler içinde olanlar kendilerine göre kurallar koyup onları uygulamaları... Farklı nedenler ile geçmişinden kaçan bu dört arkadaşın tekrar geçmişleriyle karşılaşmaları, geçmişlerinin yükünün onları bırakmaması, Sofia’nın da bunları öğrenip kullanmaya kalkması ve işlerin arap saçına dönmesini sağlayarak aslında kendi hayatını mahvettiğini anlayamaması... Onlar için hazırladığı sürprizin ne olduğunu merak ederek ilerledim ve türlü türlü senaryo oluşturdum beynimde ama yine o sonu tahmin edemedim. Her şeye rağmen üzüldüm hem de çok üzüldüm. Dört farklı hayat beni fazlası ile etkiledi. Her bir olayı soluksuz okudum ve her birinin hayatını merak ettim. Sayfalar satır satır aktı gözlerimin önünden. Halen içim acıyor. Okurken film izler gibi her bir sahneyi gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen öylesine akıcı yazmış ki eserini kendinizi kaybediyorsunuz eserin ve kahramanların içerisinde... Tavsiyemdir mutlaka okuyun ve okutun. Her okurun bu eserden kendisine büyük dersler çıkaracağına eminim. Yazarın kalemi ile tanışmama vesile olan Gökhan arkadaşıma da çok teşekkür ediyorum. #ayşegülkefelijones #geçmişinyükü #okudumbitti #yorum

Geçmişin YüküAyşegül Kefeli Jones · Perseus Yayınevi · 202227 okunma

·

140 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nursemin Doğan