asfalt yol Sabahattin Ali
Ve Sabahattin ALİ (Asfalt Yol)
25 Şubat 1907’de doğdu, 02 Nisan 1948’de öldü! 41 yıl, sadece 41 yıl yaşadı. Faili meçhul bir cinayete kurban giden bu büyük aydının kısacık hayatına sığdırdığı, üzerinden yarım yüzyıldan fazla geçmesine rağmen, en çok okunan eserler bıraktı. Unutulmaz yazarlarımızdan olan Sabahattin Ali, yazdıklarıyla yetinmemiş, hayatıyla da bedelini ödemiş. Aydın olmanın hakkını bir tamam vermiş. İnsan sevgisinin bedeli bu olsa gerek!
Dikkatimi çeken bir hikâyesi var, Asfalt Yol.
Atandığı köy okulunda köylünün dertleriyle dertlenen öğretmen; köyün yollarının düzeltilmesi için bir mücadele başlatmış. Hem kendisi hem de köylüleri yetkili kurumlara yönlendirerek köy yolunun yapılması için durmadan dilekçeler yazmış. Yazmış ama ciddiye alan da olmamış onu. Hatta maarif müdürü, ‘’Siz okul dışındaki işlerle de uğraşacak vakit bulabiliyorsunuz galiba, talebeniz pek mi az?’’ diye sormuş. Bu sorunun ‘’Sen işine bak!’’ anlamında olduğunda şüphe yoktur.
Sonra halk yazdıkları dilekçelere cevap istemeye başlamış. Ne de olsa öğretmen efendi, teşkilatı esasiye kanunlarını öğretmiş köylüye, dilekçe hakkı ve gelmesi gereken cevabı…
Zamanla alay konusu olmuş öğretmen ama yılmamış, çözüm aramaya devam etmiş.
Bu hengâmede muhtemelen bir mebus (Yazarın tanımıyla büyüklerimizden biri) bu köye uğramış. Arabası güzel olsa da, yol adamın canına okumuş tabii. Durumu valiye söyleyince vali, ‘’Uzun zamandır konuyla ilgilendiklerini, bunun için bütçe oluşturmak istediklerini…’’ izah etmiş. Daha sonra, bu yol yapımı için canla başla seferberlik başlamış. Bizim köylüler de yol yapım çalışmasında işçi olarak çalışmış. Nihayet yol kara ve parlak bir yılan gibi bitmiş.
Bitmiş bitmesine yol ama kısa sürede, yolda çukurlar oluşmaya başlayınca, kağnıların yolu kullanması yasaklanmış. Köylü sahip olduğu yoldan da olmuş böylece. Hem de yolu kullanamadıkları için gidecekleri yere artık 5 saat daha geç gider olmuşlar…
Köylü hınçlı, köylü öfkeli…
Muhtar öğretmeni çağırıp,
-Oğlum; biz senden şikâyetçi değildik ama bu yol meselesi işi değiştirdi. Köylü başımıza gelen bu derdi senden biliyor. Birkaç kere seni dövmeye hatta daha ileri gitmeye kalktılar. Ben önüne zor geçtim… İyisi mi sen güzellikle buradan git…
İşte böyle, Sabahattin Ali hikâyesini yazdığı bu köy öğretmeni gibi gitti. Bavulunu topladı ve ülkeyi bile terk etmeye karar verdi. Ama Kırklareli sınır kapısında canına kıydılar. Niye mi?
Çünkü bütün yollar bozuktu ve düzeltmek isteyen de yoktu.
Orhan Aksoy
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.