“Kaybedecek bir şeyi olmayan insan kadar tehlikeli kimse yoktur bu alemde.” İsmail Güzelsoy ile tanışma eserim oldu Kıpırdamıyoruz. Peki neden Kıpırdamıyoruz? Bir fotoğraf makinesi karşısında bir anlık bir kıpırdamama mevzusu. Hayatın durduğu, insana sonsuz derecede uzun gelen bir kıpırdamama. Baş kahraman Settar ise bu kıpırdamayışlar yüzünden bir hayli muzdariptir. Açıklamayacağı çok şeylere şahit olur. Bir anlık durur ve seyahat eder. Geçmişe, bilmediği, anlamlandıramadığı bir geçmişe.. Bir yaz sonu şehirde kıyamet söylentileri yayılmaya başlar. Dört gün içinde kıyametin kopacağı ve mahşer gününün geleceği söylenir. Alametler bir bir çıkar ya da herkes alametlerin çıktığına inanmak ister. Şehir tam bir curcunaya dönmüştür. Kentteymişler ibadethaneleri ve meyhaneleri doldurmuşlardır. Mahşere hazırlanmak için. İnananlar olduğu kadar inanmayanlar da vardır buna. Settar da inanmayanlardan birisi ama yine de içine de kurt düşmedi değil. İçine düşen bu kurtla birlikte kendi geçmişine doğru bir yolculuğa çıkar Settar. Kendisiyle ilgili tüm bildiği şeyler belki de bir yalandan ibarettir.. Yazarın yarattığı fantastik dünyada iyilik ve kötülük kavramlarına olaylar üzerinden baktırıyor bize yazar. Kitapta gereksiz hiç bir karakter yok. Hepsi kurguda çok önemli. Yersiz detaylardan söz etmek mümkün değil. Beni acayip sardı. Kurduğu cümleler, yaptığı tasvirler, kurguladığı dünya, vermek istediği mesaj beni mest etti. Çok çok sevdim ben İsmail Güzelsoy kalemini. Daha çok kişi okumalı, daha çok kişiye ulaşmalı diye düşünüyorum. Bence fırsat vermelisiniz, göreceksiniz pişman olmayacaksınız. Herkese çok çok tavsiye benden #alıntı “Kötülüğe karşı mücadele etmenin tek yolu iyi kalmayı başarabilmektir. Her şerre ve her çirkefe karşı.” Kıpırdamıyoruz, İsmail Güzelsoy

Kıpırdamıyoruzİsmail Güzelsoy · Doğan Kitap Yayınları · 2020210 okunma

·

344 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İlknurogretmen