Kıpırdamıyoruz
İsmail Güzelsoy
Comments and Reviews
Kitaplarla güzelleşen vakitleriniz olsun.
Bir yazarın bir kitabını okursunuz ve sonrasında onun tüm kitaplarını okumak istersiniz. Sevgili İsmail Güzelsoy benim için işte o kıymetli yazarlardan birisi. Kalemi ile çok geç tanıştım belki ama mart ayından bu yana her ay bir kitabını okuyor ve yeni bir kitabını okumak için sabırsızlanıyorum.
Yazarın bu kitabını da okuduğum diğer kitapları gibi çok beğendim. Kitabı sizlere nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Sarf edecegim sözler kitabın kıymetini anlatmaya yetmez mi diye tereddütteyim. Ya da sadece bu kitabı anlatmaya ben muktedir değilim, ne söylesem az, okumanız lazım desem bu canımın işi (Ş ile) kitaba haksızlık mı etmiş olurum?
Bekçi Harun, Zühal, Settar gibi iyi insanlar olsun hayatımızda. Firdevsler ise ne Numaraların, Tahirlarin, Zuhallerin, Letafetlerin ne de sizlerin hayatında olmasın...
Kötülük kavramının muhteşem bir kurgu ile hayat bulmuş halı kitap. Farklı yaşam öyküleri içindeki kesişmeler ve yazarın olmazsa olmazı gerçek ile masal arasında bir anlatım. Öyle bir anlatım ki okurken kapılıyor, nereye gidiyoruz, sonu nereye varacak diyorsunuz.
Çok sisli, hayatın bundan dolayı durduğu diğer taraftan da kıyamete kalmış dört gün. İşte o dört günde yaşananları geçmişleri ile birlikte okuyoruz.
Bu kitabı okuduktan sonra fotoğraf çekinirken ve fotoğraf çekerken bir kez daha düşüneceksiniz. Evet kıpırdamıyoruz. Peki kaç hayat yaşıyoruz?
Ben anlatamadım kitabı farkındayım. En iyisi siz okuyun. Eminim beni anlayacaksınız.
İsmail Güzelsoy okumalarıma Öksüz Ağaçların Çobanı ile devam edeceğim.
Öksüz Ağaçların Çobanı
İyilik eylemdir
"İyi bir kitap okurken yazarın o satırların arasından seni okuduğunu hissedersin ürpertiyle."
"İçimizi kavuran her duygu, yazıya akmanın yolunu arar. Ruhumuzun şiiri budur ve bu bir kara muskadır."
Ağustos ayını #ahdevefa ayı ilan etmiştim. Bu bağlamda çok çok sevdiğim ve çevreme de sevdirdiğim 
İsmail Güzelsoy hocamdan bir kitap
Kitabın arka kapağında belirttiği gibi bir halkın yaşadığı altüst oluşun kıyısında kendi hayatına tutunmaya çalışan karakterin öyküsüdür yani Settar'ın. Tabii diğer karakterlerin de ayrı bir öneme sahip olduğunu belirtmek isterim.
Settar'ın geçmişteki gerçeklerle yüzleşmesini
, aynı zamanda beklenmedik bir gönül hikayesine kapılma sürecini okuyoruz. Mistik inançlardan tutun anlatım diline kadar yazarımız İsmail Güzelsoy birçok şeyi güzel tasvir etmiş. Giriş, gelişme ve sonuç bölümlerine çok güzel başlamış ve son vermiş. Kıyamet söylentilerinin olduğu 4 günde yaşanan olaylar çok iyi kurgulanmış ve halka sunulmuş çok güzel bir eser nitelikte olduğunu düşünüyorum.
Aslında İsmail Güzelsoy'un ilk defa bir kitabını okuyorum. Varlığından bile habersizdim haftalar öncesinde, ama şuan iyi ki tanımışım böyle bir yazarı bu kitap benim için bir nevi tanışma kitabı oldu.
"Kıpırdamıyoruz" kitabı aynı zamanda düşündüren bir başyapıt.
Kullandığı kelimeler cümlelerini adeta ahenkliyor, özenle seçilmiş bu cümlelerin her birinde anlamlı ifadeler barındırıyor. Aslında bu anlattıklarım çok yetersiz farkındayım. Sizler okuduğunuzda da eminim anlayacaksınız.
Kısacası en iyi okunabilir kitaplardan birisi olduğunu düşünüyorum.
İsmail Güzelsoy'un kitaplarına bir şans verip okumanızı tavsiye ederim
Okuyun okutturun :)
Kitaplarla dolu günleriniz olsun:)
İsmail Güzelsoy
“Zaman kadar uzakta” diyor romanın kahramanı Settar, rüyasında uzaktan duyduğu bir sesi köpeği Dilidışarıda’ya anlatırken…
Birkaç güne kıyamet kopacak iddiasıyla karışan şehri anlatırken seyretmeye doyulamayan bir manzara gibi 40’ların, 60’ların İstanbul’u. Zamanın bize unutturdukları da yer almış kitabın satırlarında.
Settar’ın kıyametin kopmasına günler kala kendini arama yolculuğu sırasında iyilik ve kötüğün ne kadar göreceli bir kavram olduğunu anlatıyor bize İsmail Güzelsoy İyilikle kötülüğü, her şeye rağmen kendini arayan insanların var olduğunu da kopacağına sorgusuz sualsiz inanılan kıyamet iddiasıyla.
