Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

432 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Neysen o ol. Hepimiz Nietzsche’nin adını öyle ya da böyle duymuşuzdur. Felsefe denilince aklımıza gelen başlıca filozoflardan birisidir. Daha yakından okuyanlar bilir, sözlerinin bazısı oldukça serttir üstelik. Acı bir kahve içmiş gibi olursunuz. İçimizdeki bütün putlardan, sahte inançlardan, yerleşik ama bizi zehirleyen her şeyden kurtulmaya yönlendirir insanı. Bağıra bağıra söyler. Özgür ol der. Kendin ol. Neysen o ol. Kitapta muhteşem bir felsefe ve psikoloji birleşimi görüyoruz. Yaralarını felsefeyle saran doktor ve migren ağrıları krizlerden yaşamı kabusa dönen filozof. Yaşamı boyunca henüz anlaşılmamış bir felsefeci, derinlerinde mutsuzluktan kıvranan her şeye sahip bir ünlü doktor. Karşılaşmaları ve birbirlerini tedaviye başlamaları, her detayıyla merak ve heyecan uyandırıcı. Aslında ortak bazı saplantılara da sahipler. Nietzsche’nin akıl almaz bilgeliği, kıvrak ve keskin cevapları. İnsan olmanın getirisi olan saplantılar üzerine sohbetler. Satranç oyunu gibi hamleler yapan Breuer. Bir yerden sonra kendini tamamen Nietzsche’nin bilgeliğine bırakıyor elbette. Akıcı olduğu kadar durağan ilerleyen, yavaş okunan bir kitap. Doktor Breuer ’un arkadaşı, yeni yaklaşımları olan ve filozofla olan yolculuğunu özveriyle dinleyen arkadaş genç doktor Freud. Freud’un rüyalara önem vermesi, genç ve başarılı bir doktor olması ve psikolojiye olan ilgisi sebebiyle sohbetlerinin oldukça hoş olduğunu söyleyebilirim. Nietzsche’nin bazı karanlık noktaları var, kadınlar konusunda bunu görebiliyoruz. Kadına bakış açısı tam olarak şu: mahvedici, hileci, güvenilmez olarak görüyor. Lou Salomé’nin “ev kedisi kılığında yırtıcı hayvan” olduğunu söylüyor mesela. Kadınlarla olan yaşanmışlıkları ona bunları düşündürmüş. Her anlamda kendini uzak tutuyor. Salomé, kız kardeşi, annesi. Hayatındaki kadınlar hep güçlü ve zor kadınlar. Yazgınızı seviyor musunuz? Bu kitap size bu noktada güzel bir destek olabilir. Aslında her şeyden bahseden bir kitap.. Yaşama ait şeylerden derince sohbet eden iki derin adam görüyoruz. Evlilik, insan, sevgiye, umuda, bağlılığa, özgürlüğe dair düşünceler.. Belki de yeterince yükselip gündelik küçük işlerden sıyrılırsak daha yukarılara tırmanabilirsek göreceğiz trajedi bitmiş yerine evrensel bir anlayış gelmiş. Nietzsche bildiğimiz her şeyi sorgulatıyor. Ya iyi sandığımız kötüyse? Ya güzel sandığımız çirkinse? Düzenli ve güvenli dediğimiz hayatlar bir tür kölelikse mesela. Alışverişe, paraya, güzellik uğruna ayırdığımız zaman ya bizim mühim sorunlarımızı örtmek için kendimizi uyuşturmaksa bir nevi? Kendinizle ve hayatla yüzleşmekten çekinmeyenler bu kitabı gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Ben kendi derinlerime indim kitabı okurken, başım döndü bazı cümlelerde. Bazı farkındalıklar edindim, bazı cümlelerde derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Derin bir kitap, hayatla yüzleştiren bir kitap. Nietzsche’yi daha dokunulabilir kıldı sanki. Karmaşık düşüncelerimle incelememi sonlandırayım. Kendimi böyle sarstığım için mutluyum. Arada gerekiyor böyle anlam arayışları, derinlikler. Umarım ifade edebilmişimdir.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,4bin okunma
·
417 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.