Gönderi

48 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
hikayesi yorumda...
Monna Rosa, siyah güller, ak güller, Gülce’nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller, ak güller! 1952, İlkbahar Tek nefeste okunacak mükemmel bir şiir kitabı. Son bir yıldır şiire aşırı düşkünüm ve siyasi görüşüne önem vermeden sadece bana hitap tüm şairlerin kitaplarını okuyorum. Okuduğum kitaplar arasında en beğendiklerim arasında hemen yerini aldı. Kitaba adını veren içerisindeki Monna Rosa şiiri. Bu şiir gibi içerisinde 9 şiir daha var, toplamda 10 şiirden oluşuyor ve 48 sayfalık bir kitap. Sizlere tavsiyem kitabı bitirdikten sonra vaktiniz olursa şiirleri YouTube'dan sesli olarak da dinlemeniz. Çünkü ancak o zaman ne kadar derin yazıldığını tam anlamıyla kavrayabilirsiniz.
Şiirler 1 -Monna Rosa
Şiirler 1 -Monna RosaSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20209,2bin okunma
·
898 görüntüleme
Üzeyir Yazıcı okurunun profil resmi
Mona Rosa, hemen hemen okuyan herkesin imkansız aşk tabirini gerçekten hissettiği şiirlerden biridir. İlk mısrasından son mısrasına kadar insanı içine çeken ve okuyucuda buruk bir his bırakan karşılıksız bir mona rosa aşk şiiri… Peki bu eşsiz şiirin yazarı olan Sezai Karakoç‘a bu mısraları kim yazdırdı? Peki Mona Rosa şiirinin hikayesi neydi? Sezai Karakoç ve Muazzez Akkaya Sezai Karakoç, Ankara Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesinde öğrenciyken onunla aynı okulda eğitim gören Gevyeli bir muhacir kızı olan Muazzez Akkaya‘ya sevdalanır. İçindeki aşkı gün geçtikçe büyür. Muazzez Akkaya çok güzel bir kadındır. Okuldaki çoğu öğrenci tarafından hoşlanılan genç bir kızdır. Sezai Karakoç, Muazzezin onu beğenmeyeceğini düşünür ve bu yüzden ona açılmaktan korkar. Bir gün cesaretini toplar ve Muazzez’e açılır fakat herhangi bir karşılık bulamaz. Sezai Karakoç’la aynı okulda eğitim gören Cemal Süreyya’da Muazzez’e gönlünü kaptırmıştır. İki arkadaş birbirlerine Muazzez’e olan aşklarından bahsederlermiş. Gün geçtikçe aralarında bu konuyu ilerletmişler ve bir iddiaya girmişler. Muazzez kimi seçerse o kişi kazanacak ve kaybeden taraf soyadından bir harf eksiltecekti. Mona Rosa şiiri Sezai Karakoç tarafından Muazzez Akkaya’ya ithafen yazılmıştır. Bunun anlaşılmasının nedeni iste şiirin akrostiş bir şiir olması ve ilk harfler birleştirildiğinde Muazzez Akkayam diye bir ismin çıkmasıdır. Günler geçer ve üniversite biter. Mezuniyet kutlamaları başlar. Sezai Karakoç orada bu şiiri okur. Şiir çok beğenilir ve bir kaç defa daha okunması istenir. Şiir okunduktan kısa bir süre sonra Muazzez Akkaya Sezai Karakoç’un yanına gider ve teklifin hala geçerliyse kabul ediyorum der. Tabi Sezai Karakoç içinde sevgisi kadar gurununu da büyütmüştür. Bu nedenden dolayı hayır cevabını verir. Bu konuşmadan sonra Cemal Süreyya iddiayı kaybettiğini kabul eder ve soyadındaki Süreyya’dan bir “y” harfini eksiltir ve “Süreya” yapar.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.