Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yeni Platoncu düşüncenin seçkin Medici toplumu için önemini göz önünde bulundurmadan, Michelangelo'nun içinde yaşadığı kültürel ve sanatsal çevre tam anlamıyla anlaşılamaz. Yeni Platoncu evren üzerinde iki prensip hüküm sürer: Biri tanrısaldır, diğeri ise durağan maddeden oluşmuştur: bu ikisi arasında farklı bileşimlerden oluşan bir gerçek ifade edilir. Insan, aklının rehberliği sayesinde, gerçeğin ayrıcalıklı bir düzeyini temsil eder. Sonunda tanrısal kusursuzluğa ulaşacak bir canlı olarak, dürtülerinin maddeselliğine karşı savaşmalıdır. İşte bu çatışmadan tanrısal ideale kendi doğasıyla ulaşmanın olanaksızlığının farkında olan insanın dramı doğar. Insanın iç dünyasını yansıtmayı amaçlayan bu sanatın melankolik ve nostaljik karakteri, böylesi bir güçsüzlükten kaynaklanır. Aşk ve güzellik temalari bu süreç için işlevseldir: Gerçekten de aşk ve güzellik temaları, insanı, Tanrı'yı gözlemlemeye iter. Bu bağlamda, Yeni Platoncu filozoflar, antik mitleri yapıcı ve ahlaki amaçlarla kullanarak, geleneksel açıdan birbirine zıt iki dünya -güzellik ideallerinin kaynağı olan klasik dünya ile Tanrı aşkı ilhamını ve ren Hıristiyan dünyası- arasında bir tür uyum yaratmışlardır.
·
120 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.