Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
42 günde okudu
Tüm peygamberlerin yaşamları kendi dönemleri içinde ayrı ayrı incelenmesi ve üzerinde düşünülmesi için son derece önem arz etmektedir. İşte bu peygamberlerden biri olan ve benim de en fazla etkilendiğim ve sevdiğim peygamberlerden olan Hz. Musa (a.s.)’ın kıssası da anlaşılması elzem kıssalardan biridir. Hz. Musa, Kur’an’da ismi en çok geçen peygamberdir. Kur’an’da 34 surede ve 136 yerde ismi yer alıyor. Dört büyük kitaptan ilki olan Tevrat kendisine indirilmiştir. İman ve küfür mücadelesinin en zorlu zamanlarından biri olması sebebiyle de Kur’an’da geniş yer aldığını söyleyebiliriz. Hz. Musa döneminin belirgin olayları: Doğumundan kısa süre sonra nehre bırakılması, Firavun’un yanında büyümesi, Mısır’dan ayrılışı, Medyen bölgesindeki yılları, Mısır’a dönüşü, sihirbazlarla olan büyük karşılaşması, Firavun ve ordusunun sulara gömülerek helak olması.. Yazarın peygamberler ve sahabeler hakkında yazdığı serisi var. Olayları akıcı ve kronolojik diyebileceğim bir anlatımla ve başlıklar altında aktarması kitabı anlamanızı kolaylaştırıyor. Hz. Musa (a.s.)’ı anlatırken de doğumundan ölümüne kadar olan sürede yaşadıklarını, önemli noktaları eksiltmeden, köpürtmeden aktarmış. En önemlisi de Kur’an’dan ayetlerle anlatması çok güzeldi. Tefsir okur gibi okuyorsunuz. Sonlara doğru önemli kıssalar, hikmetler ve devrin diğer peygamberleri ve olaylarına kısaca değinerek dönemi çok güzel tamamlayıp bizlere ulaştırıyor. Hz. Musa (a.s) ile ilgili beni en çok etkileyen şey, İsrailoğulları gibi yeryüzünün en bozguncu kavminin peygamberi olmasıdır. Kur’an ışığıyla baktığımızda, kitapta bu bozgunculuk hikayesini okudukça, duygudan duyguya geçtim. Firavunun işkencelerinden kurtaran Allah’a ve peygamberine inanıp rızıklandırılmalarının hemen ardından küfre geri dönmüşler; başlarına gelen nice musibetlerin her birinde tekrar inanıp tekrar imanlarını terk etmişlerdir. Sayısız mucize gördüğü halde bu derece nankör olan bir canlı daha olamaz diye düşünüyorum. Meleklerin secde ettirildiği insanın, nasıl aşağılık bir konuma gelebildiğinin net görüldüğü bir zaman.. Mücadele etmeleri emrolunduğunda, Hz. Musa (a.s.)’a, “Sen ve Allah’ın savaşın.” diyecek kadar küstahlaşan bir kavim.. Bu olayla Kutsal Topraklar 40 yıl boyunca onlara haram kılındı ve çölde yaşamlarına devam etmek durumunda kaldılar. Tabi Hz. Musa (a.s.) da bu zorluğa kavminden ötürü dayanmak durumunda kaldı. Bu kısımları okudukça, bu kıssaların değeri daha net anlaşılıyor. Düşünüyorum, bunları okuyan biziz, inananlar, Mümin olma çabasında olanlar.. Bizlerin de bu hatalara düşme, bu nankörlükleri gösterme olasılığımız var. İçimizde irademizle yapacağımız seçimin ehemmiyetinin ne kadar değerli olduğunun farkında mıyız? Ve bize bahşedilen inancın kıymetinin ne boyutta olduğunun...? Ben, şahsen bir kez daha şükrettim bu detayları okudukça. Tehlikeyi fark etmek, ondan uzak olmak için daha fazla bilinci açık tutmak gerekliliğine inandım. Bu fark etme durumu dahi nimet saydım, şükrettim ve gafletten Allah’a sığınıyorum. Hz. Musa (a.s.)’ın en sevdiğim bir diğer özelliği, Allah’ın onunla direkt konuşmasıdır. Sanırım küçüklüğümden beri en çok istediğim şeylerden biri olmasından dolayı..:) Hatta görmeyi de istemiş bir çocuktum. Hz. Musa (a.s.)’ın da aynı isteğinin olması ve dua etmesinin ardından göremeden bayıldığı detayı da yer alıyor kitapta. Kendine geldiğinde karşısında duran dağın ikiye ayrıldığını görmesi, bizim dünya boyutunda Allah’ı görmememizin hikmetini açıkça gösteriyor diye düşünüyorum. Allah’ın verdiği de, vermediği de nimettir, değil mi? Kitapta, Hz. Musa (a.s.) ile birlikte ismi geçen peygamber ve önemli şahsiyetler de var: Allah’a dua ederek yanında olmasını istediği kardeşi Hz. Harun (a.s.), kendisinden sonra peygamberlikle şereflendirilen yardımcısı Hz. Yuşa (a.s.), kısa bir süre zaman geçirdiği Hz. Hızır (a.s.), Hz.Yuşa (a.s.)’dan sonra peygamber olan o devrin son hakimi Hz. İşmoil (a.s.).. Kitaptan öğrendiğim bir detay da, Hz. Musa (a.s.)’ın tüm peygamberler arasında en alim insan olmasıydı. Fakat, kendisine Allah tarafından bildirildiği üzere Hz. Hızır (a.s.) ondan daha alimdi. Hızır Aleyhisselam batın (gayb) ilminde deryaydı, Hz. Musa ise zahir ilminde bir derya.. Onunla olan kıssası alim olma meselesine boyut kazandırmış. Allah’ın ilmi, kime ne ölçüde bahşettiğinin bir işareti gibi.. Hz. Musa, Hızır Aleyhisselam’a: “Ey Vefanın Engini, sana hak olarak öğretilen şeyi bana öğretmen üzere sana tabi olabilir miyim?” diye sordu. “Doğrusu sen benimle (olmaya) asla sabredemezsin. İç yüzünü bilmediğin şeye nasıl sabredeceksin?” (Keyf,67-68)” Hz. Musa (a.s.)’ın, her insanın yapabileceği hataları yapması da peygamberlerin insanüstü bir canlı olmadıklarını bir kez daha gösteriyor. Kitapta hataları karşısında Allah tarafından ikaz edildiği çok sayıda detaya rastlayabilirsiniz. Aktarmak istediğim o kadar çok detay var ki, herkesin öğrenmesi, kalbinde yer etmesini dilediğim.. Bu yüzden okumanızı tavsiye ederim. Peygamberler benim için çok özel insanlar.. Hepsini ayrı ayrı öyle çok seviyorum ki, her biri birer kahraman oluyor yaşamımızda. Her zaman bir tanesinin döneminde yaşamayı isterdim, ama şimdi hepsinden haberdar olabilme nimetine şükrederim. Son olarak kitaptan bir bölümü aktararak yazıyı bitirmek ve hepimize ibret olmasını dilerim.. << Rivayete göre, Aşağılık Şeytan, bir gün Hz.Musa’ya mülaki oldu ve dedi: “Ey Musa! Sen Allahü Teala’nın risaletle seçtiği ve konuştuğu bir peygambersin. Ben ise, Allah’ın yaratıklarından bir yaratığım. Bir günah işledim, kovuldum. Şimdi tevbe etmek istiyorum. Tevbemin kabulü için Allah katında bana şefaatçi ol!” Hz. Musa (a.s.) onun bu teklifini kabul etti. Tur-i Sina’da Allah’la mükamelesinden dönerken Rabb-i Kerim’i ona: “ Ey Musa, emanetini yerine getir!” dedi. Hz. Musa olup biteni anlattı. Yüce Allah ferman etti :” Adem’in kabrine secde etsin, dilediğini yerine getireyim ve tevbesini kabul edeyim.” Hz.Musa, vaziyeti İblis’e anlattı. O lanetli, fena kızdı, böbürlenip kibirlendi ve: “Ben ki, Adem’in dirisine secde etmedim, ölüsüne secde eder miyim?!” Şu İblis’in körlüğüne bakınız ki, hala benlik davası gütmekte. İnsan onun körlüğünden ibret almalıdır. >>
Hz. Musa Aleyhisselam
Hz. Musa AleyhisselamMustafa Necati Bursalı · Bahar Yayınları · 201950 okunma
·
201 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.