Kitap içeriği açısından askeri, tarihi, siyasi, felsefe, edebiyat ve aşkı aynı anda barındıran muntazam bir kitaptı... En sevdiğim karakter, gizemiyle, hor görülmesine lakin kendimce güzel fikirleriyle Yek oldu. Yek'te en çok dikkatimi çeken şeyin Selim Pusat'a yaşı karıştırmayın yüzbaşı beğ. "Siz de kendinizden yirmi beş yaş küçük bir kıza aşık olabilirsiniz" repliği olduğunu belirtmek isterim. Hatta "ve olacaksınız" diye eklemişti, üzerine Pusat Bey kendisinden yirmi beş yaş küçük olan Güntülü’ye aşık olmuştu. En sevmediğim karakter ise, insanları küçümsemesi ve çoğunlukla alaycı bir tavır takınmasından dolayı Selim Pusat oldu diyebilirim. Ama ne şüphe ki yaşadıklarını yaşasaydım galiba bende insanlara mesafeli olurdum. Gelelim kitaba, kapsamlı bir özet geçecek olursak; Roman ilk başta bir Uygur masalı ile başlar, bu masal Burkay ismindeki bir Yüzbaşı’nın Açığma-Kün'e aşkını anlatır. Burkay ise günümüzdeki Selim Pusat'ın ta kendisidir. Selim Pusat Padişah’a bağlılık yemini etmiştir. Arkadaşı Şeref'le bunu reddetmediklerinden 2 yıl kadar hapise mahkum edilmiştir ve görevleri elinden alınmıştır. Hapisten çıkmalarının ardından Şeref "tiyatro bitti, beklemeye lüzum görmüyorum" diyerek intihar etmiştir. Selim Pusat kendisini aşırı bir şekilde eski mesleği olan askerliğe bağlamış bir karakterdir, bundan dolayıdır ki mesleğinin elinden alınması onu derinden etkilemiş olup içine kapanık bir hal almıştır. Eşi Ayşe ise onu tekrar hayata bağlamak için çabalamaktadır, lakin Pusat bu ilgiye olumsuz yanıtlar verir ve alaycı bir tavır takınır Ayşe’ye karşı. Selim Pusat kendince şiirler karalar. Ayşe ise ara verdiği mesleği Edebiyat Öğretmenliğine yeniden başlamıştır ve görev yerinde Güntülü, Nurhan ve Aydolu adında öğrencilerle tanışmıştır daha doğrusu Güntülü’yle yeni tanışmıştır, Aydolu ve Nurhan eski öğrencilerindendir. Ayşe en çok bu öğrencileriyle ilgilenir ve onlara değer verir hatta ilerki zamanlarda evine davet eder. Selim'e bazı geceler Çamlı Koru’ya gider, bir gece bir kadın sesinin şiir okuduğunu işitir, fakat aldırış etmez tam giderken ardından Leyla adında bi tarih öğretmeni onu durdurur ve birisinin onu takip ettiğini kendisini eve kadar bırakmasını rica eder. Leyla'nın peşini bırakmayan ve onu rahatsız eden kişi ise Yek'ten başka kimse değildir. Yek kambur bir cücedir ve nasılsa Selim Pusat hakkında her şeye bilgi sahibidir. Yek Selim'e Leyla’nın bir taht varisi olduğunu ve asıl adının Hanzade olduğunu söyler. Pusat Yek'i sevmez kendi fikirlerine ters düşen görüşlerinden midir, yoksa bir ucube olduğunu düşündüğünden midir bilmem. Yek'ten bir iğreti duyar. Olaylar böyle gelişir, Selim Çamlı Koru’ya gitmeye devam eder gittiği bir gün eski arkadaşı Tahsin'i görür ve Tahsin ona bir iş ayarlar ve Selim burada çalışmaya başlar. Ancak Pusat diğer çalışanlardan hoşnut olmaz. Bilhassa Yek ile benzerliğinden Osman adındaki çalışanla arası bozuktur. Diğer çalışanlar ise tasavvufa merak duyduğundan Pusat onlardan uzak durur, ancak içten içe tasavvufa merak eder ve karısı Ayşe’ye tasavvuf hakkında sorular sorar. Ayşe Pusat'ın bu sorularına şaşırır fakat kocasının bir şeylerle ilgilendiğini düşünerekten sevinerek bu sorulara cevap verir. Bir gün Ayşe ve kocası Çamlı Koru'da dolaşırken öğrencisi Güntülü ile karşılaşır, o gece Pusat Çamlı Koru’da duyduğu kadın sesinin Güntülü’ye ait olduğunu anlar daha da mühimi Güntülü ona bir öykü anlatır. Bu öyküde Güntülü ikisinin iki bin yıldır yaşadığını birbirlerine aşık iki nisanlı olduklarını ve o zaman yapılan bir sınavda nişanlılarına ok atmaları istenmiş ve Pusat yani Burkay nişanlısının ok atmadığından idam edilmiştir. Daha sonra Pusat Çamlı Koru’da tekrar Leyla ile karşılaşır ve Leyla o gün kendisinin bir taht varisi olduğunu söylemiştir. Gel zaman git zaman Pusat Güntülü’ye aşık olduğunu fark eder ve kendini iyice soyutlar. Bu durum Ayşe’de bir endişe yaratır ve eve Key adında bir doktor getirtir, Pusat bu Key'in Yek olduğunu düşünür, Key ona fiziksel olarak bir rahatsızlığının olmadığını söyler ve durumu aşka bağlar. Okulun mezuniyeti de gelmiştir ve Pusat'ta mezuniyet törenine davet edilmiştir. Bu törende eşi Ayşe Pusat'ın Güntülü’ye duyduğu duyguları anlamıştır. Selim Güntülü’ye bir şiir yazar ve şiirinin geri dönmesiyle Selim sinirlenir ve aynı anda da üzülür. Selim bu gidişle iyice kötüleşir ve olmayan şeyleri görmeye başlar ve Selim kendisini içkiye vererek daha kötüleşir, karısı ve Pusat artık iki yabancı misali konuşmazlar.

Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202126,8bin okunma

·

152 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Cemre