Yazarın en iyi, dikkatle okunması gereken kitapları arasında olduğunu düşünüyorum. 1918 – 1922 yılları arasında yani oldukça sıcak bir dönemde yazılmış 36 yazıdan oluşan bir kitap kaleme alınmıştır ki bilerek yazı dedim bunlara. Hikâye diyemem çünkü anılar çok daha fazla ve bu anıların hepsi de birbirinden önemli aslında. Çünkü annelerimiz, babalarımız, ablalarımız, cetlerimiz, sadece kadını ve erkeği değil; çoluk çocuğuyla bile vatan mücadelesinin hisli bir anlatımı çıkar karşımıza. Ormandaki kargaşanın olduğu hikâye bile başlı başına yeterlidir aslında. Sonuç olarak binlerce yıldır olduğu gibi, tarihin neresine bakarsanız orada Türk vardır diye boşa dememiş araştırmacılar, dünya genelinde bu kadar Türkolog olmasının başka bir açıklaması da yok. Sözün özü hepimiz birer Türk Bayrağıyız. Mücadelemiz bu bayrağı kirletmemek, lekeletmemek, zarar verdirmemek, korumak... Yaşanan dönemi en iyi yansıtan, adeta böyle bir dönemin kanıtı olan eserlerden biri olan bu kitap aynı zamanda hor görülen Anadolu’nun hastalık, yoksulluk ve savaş başta olmak üzere pek çok alanda verdiği mücadele ve adeta yaşam savaşı diyebileceğimiz ayakta kalma mücadelesiyle öne çıkar. Kurtların temsil ettiği millet ve yine bu en önemli mitin seçilmesinin de önem ve anlamı büyüktür. 19 Mayıs 1919’da yazarın Sultanahmet’te yaptığı konuşma tarihçiler tarafından çok iyi bilinirken bizler için de en azından varlığı bilinen bir hadisedir. Kitabın da 10 Ekim 1919’da yani olayların sıcağında böyle bir hikâyeye dönüştürülmesi önemlidir. Kitapta bahsedilen Halide Onbaşı ise kendisidir. Buna rağmen aklıma sürekli merhum Fatma Seher Erden de gelmiştir. O rahmetlinin adıyla alay edilerek kendisine ‘Kara Fatma’ sıfatını yakıştıran ve kendisine tarihçi diyenler de utanır mı bilmem? Gerçi alenen pislik yediğini bile söyleyenler utanmazken bunlar asla utanmaz ya. Gerçi aynı kişi bir kadını taciz ettiğini, poposuna ‘ŞAKASINA’ şaplak attığını söylediğinde de tepki bile çekmemişti. İlginç. Aslında ilginç değil de işe siyaset karıştırıyorlar utanmadan. Ayrıca yazarın kadınları ön plana çıkarması, onların asla silik bir karakter göstermediğini sürekli tekrarlaması da kadınlarımızın yani Türk kadınının geldiği yer ve konum, onu bu konuma getiren merhum Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türk milletinin nezdinde önemli ve mühim bir hadisedir. Bu gezi yazıları, notlar ve hikayeler de kıymeti bilinmesi gereken kitaplarımız arasında iken bazı şeyleri unutturmak ve karalamak isteyenler her zaman olduğu gibi bu zamanda da var. Gerek kılık kıyafeti, gerek çok sonralardan belirttiği siyasi görüşleri öne çıkarılarak yapılan bu mide bulandırıcı karalamaların sonu asla gelmiyor. Son derece iyi bulduğum bu kitabı sizlerin de beğeneceğine inanıyor, isteyen olursa paylaşabileceğimi mutlulukla belirtiyor, hepimize iyi okumalar diliyorum..

Dağa Çıkan KurtHalide Edib Adıvar · Özgür Yayınları · 2005414 okunma

·

176 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.