1900 yılına gelelim. Planck'ın başı dertteydi. Yıllardan beri cisimlerin sıcaklıklarıyla yaydıkları ışığın rengi ve enerji miktarı arasındaki ilişkiyi açıklayan bir formül peşindeydi. Ölçümler bir türlü kafasındaki doğa modeline uymuyordu. (Evrenin nasıl işlediği hakkında kuvvetli bir fikri olan ünlü bir fizikçiyseniz bu çok can sıkıcı bir şeydir.) Başka çaresi kalmamıştı. Gerçeğe boyun eğdi, fikrini değiştirdi ve gönülsüzce de olsa belli bir renkteki ışığın belirli "boy"da, daha küçüğü var olamayan paketler halinde yayıldığının kabul edilmesi gerektiğini duyurdu. Enerjinin daha önce kimsenin aklının köşesinden bile geçmemiş bu en küçük parçalarına "kuantum" adını koyan da o oldu.