Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Lise birinci sınıftayım o zaman. Edebiyata olan tutkum, orta okuldan yakama yapışmış gelir peşimden. Lise 1 deyim dedim ya İngilizce hocamız vardı İri yarı, bayağı yaşı da vardı, koyu esmer teniyle şivesi ile tüm öğrencilerin sempatisini kazanmıştı... Biz ona okulca " Tomas " derdik. Ama nedenİni bilmiyorum. Bizden önceki talebeler yakıştırmış koymuş bu lakabı yapıştırmışlar üstüne. Bundan hiç alınmaz hatta hoşuna dahi giderdi. Ben de, Ömer Hayyam'ın cümle kapısını ilk açan işte o hocamızın cebinden hiç eksilmeyen Hayyam'ın Rubailer kitabıdır. Sınıf da da çıkarır okurdu. Hayyam tutkunluğu vardı kısaca. Onun için hocamızın da ne şarapçılığı kalmamıştı ne sarhoşluğu öğrenciler arasında ki söylencelerde. Çünkü nasıl kazındı ise öyle kalmış ki zihnimizde. Hayyam bir sarhoş, bir ayyaş, şarapçı.... Bilgisizce bilgiçlikmiş meğerse bize belletilen... Ö.Hayyam'ın nasıl bir güneş olduğunu anlamak çok uzun yıllarımı aldı... Amin Maalouf, ikinci cümle kasını açtı bana; " Gel, gir içeri. Gör, tanı Hayyamı" dedi. SEMERKANT kitabıyla..Girdim ve tanıdım O dahiyi... Sonra okudum Hayyamı..Rubailerinden bazılarını minik kartonlara yazdım, astım sağıma soluma.. Şunu da söylemeliyim, ona adfedilen bazı rubailerin, dörtlerin onun olmadığı, adını karalamaya yönelik olduğunu da hatırdan çıkarmamalıyız. Derim ki, haddim olmadan, bilmeden bilgiçlikle, öğrenmeden, öğretmeye kalmakla, sırtımızdan atmadığımızca ön yargılarla bir yere ne varırız. ne adam oluruz. Haklı olmaya çabalamak yerine, hakikati aramak, mukayese etmek yerine muhakeme etmeyi yeteneğini geliştirip, onu kullanmayı yeğlemek gerek... Bu güneşi, bu dâhiyi bilip, öğrenmek, okuyup kavramak gerek... İyi okumalar diliyorum.
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Papillon Yayınevi · 201022,2bin okunma
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.