Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Özünde, Bir Kategori Hatası
Ateistler klasik bir tez olarak "bilgi arttıkça, bilim ilerledikçe inançlar nal toplayacak, herkes ateizme koşacak" diyorlar. Yüzlerce yıldır değişen pek bir şey yok gibi. Siz ne dersiniz? Ateistlerin bu iddiası biri Tanrı diğeri de din hakkında iki yanlış varsayıma dayanmaktadır. Tanrı ile ilgili varsayımları; dindarların Tanrıyı felsefî veya bilimsel soruların cevabı yerine kullandığını ve her nerede bilimsel olarak açıklanmamış bir şey varsa, o boşluğu Tanrı inancı ile doldurdukları şeklindedir. Ancak gerçek hiçbir şekilde böyle değildir. Ne dinler ne de dindarlar Tanrıyı felsefî veya bilimsel olarak açıklanmamış meselelerin cevabı olarak ileri sürmezler. Aksine ikisi de Tanrıyı, varlık âleminde olup biten şeylerin açıklanabilmesinin imkânı olarak görürler. Bu yüzden dindar dünya görüşünde sıkça tekrarlanan "vardır bir hikmeti" sözü hem felsefe hem de bilim yapmayı mümkün kılan temel bakış açısıdır. Ateistlerin yanlış varsayımları ise; din ile bilimin birbiriyle çeliştiği kabulüne dayanmaktadır. Bu anlayışa göre; dinî açıklamalar ile bilimsel açıklamaların bir arada doğru olabilmesi mümkün değildir. Din-bilim ilişkisi hakkında bu tür yanlış varsayımlardan hareket eden ateistler; dinî açıklamalar ile bilimsel açıklamalar arasında karşıtlık bulunduğunu ve dolayısıyla da her bilimsel buluş veya keşfin dinî olan muadil açıklamaları geçersiz kıldığı sonucuna varmaktadırlar. Bu noktadan sonra psikolojik bir sıçrama ile; bilim her şeyi açıkladığında artık dine veya varlık âlemine dair dinî açıklamalara gerek kalmayacağını iddia etmektedirler. Hiçbir dinî metin varlık âlemi hakkında bilimsel bilgi verdiğini iddia etmemektedir. Dinî metinler asıl olarak hidâyet metinleridir ve amaçları da inananların varlık âlemindeki her şeyi ALLÂH ile olan ilişkisi içerisinde görmeleri ve okumalarıdır. Bu bakış açısı, bilimsel verilerin içerisinde yorumlanacağı bir dünya görüşüne kaynaklık etse de hiçbir şekilde bilimsel bilginin içeriğini belirleme veya onun yerine kendini ikâme etme iddiasında değildir ve olmamıştır da. Bu konuda mâkul olan yaklaşım ise; insanların dine, felsefeye ve bilime farklı cihetlerden ihtiyaç duyduklarının kabul edilmesidir. Ancak ateistler düalist düşünme tarzından kopamadıklarından hâlâ ilkel bir tavır olan "ya o ya bu" mantığından hareket etmekte ve bu yüzden de bilimin zamanla dinin yerini alacağını iddia edebilmektedirler. Yanlış varsayımlara dayandığından onların bu beklentisi hiçbir zaman karşılık bulmamış ve bulmayacaktır da. Bütün bu yanlış ve yanlı iddiaların kaynağı; ateistlerin birer tecrübî meseleye tekabül eden bilimsel veriler üzerine aklî olan felsefî iddialar inşâ etmeleridir ve özünde bir kategori hatası olduğundan bu yolla din, bilim ve felsefeye dair makul bakış açıları geliştirebilmek mümkün değildir! Abuzer DİŞKAYA
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.