Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

320 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İyi Bir Tezin Nasıl Yazılabileceğine Dair Birkaç Tavsiye
Yolu üniversiteye düşmüş hemen hemen her Türk genci şöyle ya da böyle tez yazma sürecine girmiştir veya girecektir. Ülkemizdeki lise eğitiminin yetersizliğinden de kaynaklanan yazma marifeti eksikliğinin bir sonucu olarak bu süreçte öğrenciler (standart tip öğrencilerden bahsediyorum) çırılçıplak halde bulurlar kendilerini ve başı kesilmiş tavuk misali oradan oraya sürüklenirler. Bu kitap özellikle onlar için bir yol gösterici olabilir. Ülkemizde yazılan bilimsel tezler [hem derleme tezleri hem de araştırma (keşif) tezleri] ne yazık ki nitelik olarak pek tatmin edici değil. Kanımca bunun ilk nedeni derlemeci/araştırmacının bilgi eksikliğinden ziyade (keza burası Türkiye, burada herkes her şeyi bilir); araştırma nesnesinden keyif almaması, işini bir zorunluluk olarak görmesi ve belki de bu nedenlerden dolayı bilimsel etik kurallarına riayet etmemesi. Nihayetinde kendi araştırmasına bile saygı göstermeyenin bir başka araştırmaya saygı göstermesini beklemek ütopik olurdu. Ne var ki bilimsel etik kurallarına dikkat eden, meraklı ve araştırmacı kişiler de var. Onlardan bazıları daha yolun başında oldukları için tez yazma biçimini/prosedürünü bilmiyorlar. İşte Umberto Eco’dan onlar için birkaç tavsiye: 1- Araştırmamızı/tezimizi/işimizi yapmış olmak için değil, yapılması gerektiği gibi yapalım. 2- Devlerin omuzlarındaki cüce olduğumuzu unutmayalım. Oyunun kurallarını değiştirmek için bile nihayetinde oyunun kurallarını bilmemiz gerekir. Ele aldığımız konuları/problemleri aşmak için bile nihayetinde bizden öncekilerin konularına/problemlerine/cevaplarına aşina olmamız gerekir: dayanak gerekliliği. 3- Başka fikirlere açık olalım, başkalarından her zaman bir şeyler öğrenebiliriz. Düşünme sürecinde birey toplumdan yalıtılmış halde değil, kültür de işin içinde. Bu tavsiyeyi bir üstteki tavsiyeyle bağlantılı olarak düşünebiliriz. 4- Herkesin bildiği, malumun ilanı bilgilere kaynak ve referans vermeyelim. 5- Koşullarımızı belirleyelim. Ne yazık ki herkesin koşulları farklı olabiliyor, koşulların belirleyici olduğunu (özellikle de ekonomik koşulların) unutmadan kendimize makul bir yol çizelim. 6- Özgün dilinde okuyamadıklarımız hakkında tez yazmayalım. Çünkü araştırma nesnemizle kurduğumuz dolaylı bir ilişkide, aracılık edenler her ne kadar yararlı olsa bile, nihayetinde ister istemez nesnemiz çarpıtılıp dönüştürülecektir. Üstelik erişim sorunu da var. 7- Tez içindeki anahtar terimleri tanımlayalım. Tanımlayalım ki herkes neden bahsettiğimizi, meselemizi anlasın. 8- Tezi yazmaya başlamaya Giriş ve İçindekiler kısmından başlayalım. Bu kısımlar tez sürecinde elbette değişimlere uğrayacaktır ancak zihnimizde bir şablon oluşturmadan, araştırmamıza bir sınır çizmeden yol kat etmek de zor olsa gerek. 9- Tez içerisinde “biz” dilini kullanmaktan çekinmeyelim. Eco’nun daha birçok tavsiyesi var ancak tavsiyeler arasında dile getirmek istediklerim bunlardı. İlk sekiz tavsiyeye katılmakla birlikte, maddelerden bazılarının altına küçücük açıklamalar ekledim. Dokuzuncu içinse söyleyeceğim şeyler Eco’dan biraz farklı. Dokuzuncu tavsiyenin gerekçesi olarak Eco şunu diyor: Okuyucunun yazdığımızı olumlayacağını varsaydığımız için biz dilini kullanmak uygundur. Öncelikle tezden beklentimiz, tez yazma motivasyonumuz okuyucunun zihninde yeşil ışık yakmak ve onun tarafından fikrimizin onaylanmasıyla birlikte yeni yolların açılması veya görülmesidir ancak bu sadece bir istektir nihayetinde. Hiçbir zaman gerçekleşeceğinin garantisi yoktur (ki çoğu zaman da gerçekleşmez), gerçekleşeceğini varsayarak fikrimize başkalarını da dahil etmek ve böylece “ben” demek yerine “biz” demek bana pek doğru gelmiyor. Yine de şunu söyleyebilirim: Eco’nun dediği gibi, tez içerisinde biz dilini kullanmaktan çekinmeyelim. Ancak bunun zorunluluk olmadığının da bilincinde olarak “ben” dilini kullanmaktan da çekinmeyelim. Nasıl rahat ediyorsak onu kullanalım.
Tez Nasıl Yazılır?
Tez Nasıl Yazılır?Umberto Eco · Can Yayınları · 2018609 okunma
·
251 görüntüleme
Ozan K. okurunun profil resmi
2. paragraf ülkedeki akademik araştırmaya bakışı özetlemiş. Ben de diğer etmenlerden ziyade işin "etik" kısmının daha kritik olduğunu savunuyorum. Üniversite araştırmasının topluma yön veren bir çark olduğunu anlamamış bir zihniyet, 'nasıl diğerinin ayağını kaydırabilirim' sinsiliğiyle hırsızlıktan geri kalmaz. Sadece akademik camiada değil; toplumun kendisi de başarıya ulaşmaya gidenin ayağından tutup düşürmeye çalışır. Bundan başka, Eco'nun belirttiği "özgün dilde okuyamadığın hakkında yazma" kısmı önemli; aslında çeviri eserlerde tamamen farklı bir metin okuyoruz; bu tuzağa düşen de çok.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.