Gönderi

Hak Dostları*76 Ebu Hamza Horasani Hz
Ebû Hamza Horasânî hazretleri, bir keresinde hiç kimseden bir şey istemeden ve hiç kimseye iltifat etmeden tevekkül ederek çölde sefere çıkmayı nezr etti. Bu nezir sebebiyle su tulumu ve ip almadan yola çıktı. Cebinde kız kardeşinin verdiği bir mikdâr gümüş para vardı. Yolda giderken nefsinden tevekkül esâsı üzerine olmasını isteyerek; "Utanmıyor musun? Semâyı direksiz olarak muhâfaza eden Allahü teâlâ, senin mîdeni gümüş para olmadan doyurmaya kâdir değil midir?" dedi. Hemen o parayı çıkarıp attı ve yoluna devâm etti. Derken yol üzerinde kazılmış bir kuyuya düştü. Nefsi; "İmdat." diye bağırması için kendisiyle çekişmeye başladı. Nefsine karşı; "Olmaz böyle şey, vallahi Allahü teâlâdan başka kimseden yardım istemem." dedi. Kendi kendine mücâdele ederken kuyunun yanından geçen iki adamdan birinin diğerine; "Şu yol üzerindeki kuyunun ağzını kazâra bir kimsenin düşmemesi için kapatalım." dediğini işitti. Biraz sonra kuyunun yanına gelen yolcular kuyunun ağzını ağaç ve odunlarla kapattılar. Yerle bir oluncaya kadar toprakla örttüler. Bu sırada Ebû Hamza Horasânî'nin feryâd etmek aklına geldi. "Ey şu adamlardan bana daha yakın olan!" diye nidâ etti ve sustu. Kuyunun ağzını kapatan adamlar oradan ayrılıp gittikten sonra bir hayvanın kuyunun ağzından ayaklarını; "Bana sarıl." der gibi aşağıya doğru sarkıttığını gördü. Ona sarılan Ebû Hamza Horasânî yapışıp kuyudan çıktı. Bunun bir arslan olduğunu gördü.(tevekkül)
·
102 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.