Aşk ve Hayatın gerçekleri
Olayların, iyi tasarısının kötü düzenlenmiş uygulanışında, çağrılan ile gelen nadiren denktir. Sevecek adam nadiren sevilecek zamana yetişir. Doğa, görmekle mutluluğa kavuşacak olana her zaman, "Gör!" demez veya birinin "Nerede?" diye feryat ederek sorduğu soruya, saklambaç yıpratıcı bir hal almadan "Burada!" di ye yanıt vermez. Bugün toplum denen bu makinenin bizi sağa sola. yukarı aşağı sarsip duran kolları, insanlık gelişiminin doruğuna ulaşınca daha iyi işlemez mi; tarih hatalarını daha mükemmel bir sezgiyle telafi edemez mi, diye düşünebiliriz. Oysa böylesine bir bütünlüğü kim öngörebilir, hatta kim olabilirliğine inanabilir ki? Milyonlarca olayda olduğu gibi, bu olayda da karşılaşanlar, mükemmel bir bütünün tam zamanında karşı karşıya gelmiş iki yarısı değildi maalesef. Eksik kalan parça hâlâ diğer parçadan bağımsız olarak dünyanın bir yerlerinde dolaşarak ahmakça bir duygusuzluk içinde vaktinin dolmasını bekliyordu. İş işten geçene kadar bu böyle sürecekti. Oysa bu ahmakça gecikmede nice endişeler, ku runtular, vesveseler, düş kırıklıkları, sarsıntılar, kargaşalar ve ka derin cilvesinin parmağı vardı.
Sayfa 63Kitabı yarım bıraktı
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.