Evilik hazirlıkları çabucak bitti. Ve ben felaketimi çok çabuk anladım; gelecekteki kocamın ailesinin kararıyla okulu düğün gecesinden bir ay önce bırakmak zorunda kaldım.
Kalbim üzüntü içinde Malak'ı öptüm ve çabucak döneceğime söz verdim.
"Bir gün birlikte deniz kenarına gideceğiz," diye fisil- dadı bana sımsıkı sarılarak.
Onu bir daha hiç göremeyecektim.
En sevdiğim iki öğretmen Samia ve Samira'yla da ve- dalaşmak zorunda kaldım. Adımı arap harfleriyle sağdan sola yazmayı bana onlar öğretmişti "nun"un kıvrımı, "cim"in çıkıntısı, "vav"in buklesi, "dal"ın uzantıları. No- joud! Onlara borcum büyüktü.