Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

472 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Atacama Çölü'nde gizli kalmış bir çark, üç ülke ve üç ayrı mekân ve bunun daha da öncesi. Atalarının gen yapısının bozulmadığı, Babil'den hatta tufandan öncesine götürecek bütün sırların anahtarı bilinmeyen dördüncü ülke ve dördüncü mekân.. Bunu ancak bir kişi başarabilirdi, esmer yerli halktan doğan tanrının ruhundan parça taşıyan sarışın kız  çocuk ! Bu kutsal sayılan görev için kutsanan kehanetin gerçek sahibi. Mollaosmanoğlu sadece bedeni değil  ruhu da yok eden silah ' Çark ' ile kurguladığı kitabı dünyanın sonunun getirilmesi planlanan bir entrikada bizleri Türkiye 'den Şili 'ye uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. Beklenen kehanetin bütün izlerini taşıyan karekterimizin geleceği  sıradan bir dergide yer alan Akdeniz 'deki  'ev' in kendine hiç yabancı gelmemesiyle başlıyor. Bilinçaltında bir yerlerde  ruhunu yakaladığı resimde ki ev artık onun kaderini oluşturacağından henüz haberdar değildir. Hayatına yapılan müdaheleler sonucu gizemli  eve yapacağı yolculukta Şili'nin Antofagasta kentinde kesişen üç ayrı mekâna ait üç ülke arasında yapacağı seyahatte ülkenin birisi geçmişten  diğeri ise kendi yaşadığı dönemdedir. Sadece Dolunay gecelerinin şahit olduğu  Şili, Mu Kıtası ve Türkiye  arası yapılan insan üstü yolculukta yeni filizlenmeye başlayan bir aşk en masum haliyle yaşanırken diğer  tarafta hayatın gerçekleriyle erken yüzleşen diğer  karekterimizin hayatına doğru bakışlarımızı çeviriyoruz. Türkiye'de bir sahil kasabasında yaşayan karakterimizin ailesi sebebini henüz bilmediğimiz bi nedenle ülkeden ayrılırken katledilmeleri ve tüm bu yaşananlara şahit olmak zorunda kalan karekter; ülkede askeri darbe yaşanırken bir teröristle evini paylaşmak  zorunda kalır. Ve kader karşısına kendisi ile aynı alın yazısını paylaşan Şili'li  kızı çıkarınca hayatına dahil olan kısmetlerine daha çok sarılır. Birine duyduğu  güven ona güç  verirken diğeri de adı aşk olarak hayatına dahil olur. Atacama Çölü 'nde  Çark 'ın  kilitlerini açmak için bir yolculuğa çıkan  genç karekterler biz okurlarında dahil olduğu heyecan dolu yolculuk serüveninde gerilimi iliklerimize kadar hissettirecek. Kitabı bitiren bazı okurların (buraya kendimi de dahil ederek ) her dolunayda saat on ikiyi gösterirken aynı kordinatta kesişen  mekânların etkisinden kolay kolay kurtulamayacakları bir eserle tanıştıktan sonra savaştan yorgun çıkmış bir asker gibi uzun süre bunu beynimizin bir yerlerinde yaşıyor olacağız. Kitabı okurken bir çok yerde yazarın  yaptığı detaylı araştırmalardan yola çıkarak  kurguladığı kitabın da bazı konularda gerçeklik payının olması bizlere      -acaba ? dedirtiyor. Hikâyede okuyucu ile arasında duygusal bağ oluşan gizemli beş çocuğun kapalı kilitlerin açılmasında ki yardımları sonunda 2500 yıla ait karanlık  bir dönemden aydınlık bir dünyaya ulaşan  huzurlu ruhların  olduğu  bir dünyanın varsayıldığı yaşama kapılar açılacak mı? Yıkılan uygarlıklar tekrar ruhuna kavuşabilecek mi?  Uygarlığın ruhunu taşıdığını düşünenler bunu bir şekilde başarabiliyorlar mı? Bozulan dünyanın dengeleriyle bir dönemin bittiği ve Semavi Dinler Çağının  başladığı bir dönemi daha yok etmeyi planlayan güçler  peki Aryan Çağını  başlatabilecekler mi? Ve sırlar! Dünya yıkıma doğru giderken bu âna dahil olan okurları bekleyen ihanet benim aslında aklıma  gelmişti  ama dedirtecek bir kurgu. Anlayamadığımız, idrak etmekte zorlandığımız paranormal olaylar ve bilmek istediğimiz olayların cevaplarının yine kehanetin tüm izlerini taşıyan kızda bulmamız. Kısaca konuya dahil olunca her ne kadar huzursuz olsak da doğru yolda anlam bulmaya başlayan tüm gerçeklerle yol aldığımız kitap sayesinde temsil ettiğimiz zihniyetin aslında bir önemi olmadığını  asıl olanın  hepimizin bir olduğu gerçeği. Insanları etnik kimlikleriyle değil karakterleriyle  değerlendirdiğimiz bir dünya ve bu dünya üzerinde yaşayan  herkesin eşit haklara sahip olduğunu anladığımız gün bir ülkeyi parçalayıp yok etmeninde zor olacağını anlamış olacagız belki de.  "Sıfat, yaradılış nedeninden daha önde  nasıl olabilir?" diye vurucu alıntılarla okuruna fikirler sunan yazar 'Çark' kitabıyla bunu en güzel şekilde ifade ederek başarılı bir şekilde okura sunmuş. Büyük  bir heyecanla okuyup hemen bitsin istemediğim bir kitap olarak  bende iz bırakanlar arasına girerken buruk bir şekilde vedalaştığım eserde, tüm dünya  toplumlarının gerçeklerine değininen yazar bunu ustaca dile getirmiş olmasından dolayı tebrik ediyorum. Kitap listelerinize eklemenizi tavsiye edeceğim bir Mollaosmanoğlu  kitabını daha önerirken okuduktan sonra yazarın diğer kitapları ile tanışmak isteyeceğinizin garantisini şimdiden  verebilirim. Yazara bol okurlu günler dileyerek kitaptan bir alıntı ile incelememi bitirmek istiyorum. "Allah'ın çok mutsuz olması gerektiğini söylerdi. Çünkü dünyayı insanların huzur içinde yaşayabilecekleri güzel bir yer olarak yaratmış fakat tanrılar insanları kutuplaştırmış ve birbirlerine düşürmüş. Kötülükler böylece ortaya çıkmış."
Mehmet Mollaosmanoğlu
Mehmet Mollaosmanoğlu
Çark
Çark
Çark
ÇarkMehmet Mollaosmanoğlu · Profil Kitap · 201461 okunma
·
266 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.