Gönderi

229 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 18 days
Fas’lı tanınmış bir sosyolog ve kadın hakları savunucusu olan Fatima Mernissi’nin 1975 yılında yayınlanan bu eseri, Müslüman Arap toplumlarda kadının “saklanma”sının dini ve geleneksel referansları üzerinde dururken, bir taraftan da Batı toplumunun genelleyici ve küçümseyici bakış açısına karşı sesini yükseltiyor. Eserini, bir dolu benzeri
Peçenin Ötesi
Peçenin ÖtesiFatima Mernissi (Fetna Ayt Sabbah) · Yayınevi Yayıncılık · 199510 okunma
·
912 views
AkilliBidik okurunun profil resmi
Tabii... Benim umudumu kıran yazarın savı değil; Sünni Arap toplumuna dair Fas'tan verdiği örnekler. Bu örnekler, son dönemde çeşitli ortamlarda da sıklıkla gözlediğim İslam anlayışını ve tutuculuğu yansıtıyor. Umudumu kıran bu; ne kadar istesek de bu konuları "insanlık" temelinde ele almak, "dine hakaret" ile suçlamadan konuşamayacakmışız gibi hissediyorum. Gençliğimde bir 10 yıla kalmaz, bu konuları daha rahat konuşabilir oluruz derdim; şimdi ise kimi zamanlar geriye gittiğimizi hissediyorum. İnancım hala olsa da hayal kırıklığım bundan. Bu arada siz yanlış anlamamışsınız; ben kendimi gerçekten de hiç iyi ifade edememişim😔 Araştırmasındaki eksikliğe gelince, Mernissi Fas toplumuna dair yaptığı 2 araştırmayı paylaşıyor eserinde: Biri, birebir kendi yaptığı görüşmeler sonrası derledikleri, diğeri ise bir radyoda dini danışman olarak çalışan imama -bizdeki Ramazan programcıları gibi sanırım- gelen mektuplar... İlk araştırmada konuştuğu kitle çok küçük, 20den az; ikincisinde sayı biraz daha anlamlı, 500lerde, ama her ikisinde de istatistiki olarak yapılmış analizler yok -ya da kitapta yok-. Biz görüşmelerin detayını, değişik kriterlere göre trendleri falan bilmiyoruz; Mernissi sadece bu araştırmalarının kendisine düşündürdüklerini paylaşıyor bizimle. Her ikisi de ilginç geldi ve o yüzden bu sosyolojik araştırmaların bilimsel bir temele oturmasını isterdim.
Ferhat Tezcan okurunun profil resmi
Fatima Mernissi; araştırmasını, hem doğunun hem Batı'nın kadına olan bakış açısından ayrı, cinsiyetçi bir yaklaşıma indirgemeden, insan temelli olarak ele alıyor diye yorumladınız. Daha sonra incelemenizi sonlandırırken dediniz ki; Yazar, cinsiyetçi ayrışmayı kenara bırakıp, insan olma temelli bir anlayışla meseleyi ele almayı sağlayacağımıza dair inancımı biraz kırıyor. Bu durum, iki ayrı düşünce oluşturmuyor mu? Ya da ben mi aslında, yansıtmak istediğiniz düşünceyi kavrayamadım? Ayrıca size göre; yazarın bilimsel yönteme uygun olmayan araştırmasında hangi saptamaları insan olma paydasında buluşmamıza engel olacak inancınızı kırıyor? Bu düşüncenizi biraz daha açabilir misiniz?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.