Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
- Büyüğünü Bilen Büyüğünden Büyüktür - Sami Efendi'ye Dair...
"Büyüğünü bilen büyüğünden büyüktür" diyerek Kurtlar Vadisi'ne ve muhibbânına selam edelim.(Ulan Allah dostunun hayatını anlatacaksın Kurtlar Vadisinden alıntı yapıyorsun diyen aziz kardeşim! Bizim gibi meczuplardan teklif sâkıttır. Hor görme :D) Memleketimin güzel insanlarının en büyük hatalarından bir tanesi de büyüklerini tanımamaktır. Bakın fark ettiyseniz bilmemek değil, tanımamak dedim. Bugün bilmeyi varlığını bilmek, tanımayı da derinlemesine öğrenmek olarak anlayalım. Yoksa Mahmud Sami Efendi'yi, Mehmed Zahid Kotku Efendi'yi, Mahmud Efendi'yi, Necmeddin Erbakan'ı bilmeyen duymayan zaten yok. (:D) Büyüğü küçüğü bilmek. Büyüğü küçüğü tanımak. Büyüğün peşinden gidip, küçüğü terk etmek. Meselemiz budur arkadaşlar... Büyük kim küçük kim sorusunu da size bırakacak değilim tabiki kendim cevaplayacağım. Bir Allah dostuna falanı sever misin demişler o da "Allah'ın sevdiği kadar" demiş. Bizim için büyük Allah'ın sevdikleridir. Küçüğü de anladınız zaten... İnsan bu tür hatıralar okuyunca hem büyüklerin nasihatlerinden faydalanıyor hem onların hayatlarına dair incelikler, tanıştıkları insanlara dair malumatlar yakalıyor. Bunun haricinde tarihi süreçteki dönemsel tutumlarını öğrenmek de cabası... Şahıs merkezi haricinde okudukları okuttukları kitaplar, olaylara karşı takındıkları tavırlar sebebiyle de başlarında bulundukları cemaatin hangi kitaplara daha çok önem atfettiği, İslam'ın hangi tarafını daha çok öne çıkardığını da müşahede edebiliyorsunuz. Bir de başka büyüklerle ve cemaatlerle mukayeseli şekilde okursanız daha da bir ehemmiyetli oluyor. Bu şekilde yapılacak bir okuma hangi meşrebe daha meyilli olduğunuzu ve hangi meşrebi takip etmeniz gerektiğini gösterecektir. Mahmud Sami Ramazanoğlu Efendi de büyük kelimesinin, yanında küçük kalacağı bir Allah dostu. (Allah yollarından ayırmasın) Mahmud Sami Efendi Kelam Dergahının meşhur Şeyhi Esad Erbili Hazretleri'nin (kuddise sirruhu) halifesidir. Yanlış hatırlamıyorsam hilafet icazetini 24 yaşındayken almış. (Yirmi dört yaşında yirmi dört (!). Bugünün yirmi dört yaşıyla kıyasını size bırakıyorum.) O dönemden itibaren 1984 yılına kadar şu topraklarda şeriatımızı insanların kalplerine işlemiş. Daha sonra da duası kabul olmuş ve Medine-i Münevvere'de en sevgiliye vasıl olmuştur. (Bir Fatiha gönderelim inşallah) Tanımak muhabbetin ilk şartıdır diyelim ve bu kitabı sizlere de tavsiye edelim. Mustafa Necati Bursalı'nın Mahmud Sami Efendi'ye yazdığı şiirin bir kısmını buraya bırakalım: Can kurban, cihan kurban, Hak Núra ermişlere, Kalbi, gönlü, ve dili, Allah'a vermişlere.. Peygamber kucak açar, Melekler alkış tutar, Ömür seccâdesini dergâha sermişlere!. Yazının bundan sonrasında kitaba dair bütün alıntılarımı paylaşacağım. Bir kısım alıntıların yanına parantezle ekleme yorumlar yapacağım. Sizin de eklemek istediğiniz parantezler olursa onları da yazmaya çalışırız... Alıntılar: "Prensibsiz ihvan amelde muvaffak olamaz"(75) "- Kalb aynasının göstermesi için vücudun süzülmesi lazım. Bunun için az yemeliyiz. Bilhassa akşam yemeklerini azaltmalıyız. Akşam karnını tıka basa dolduranlar seherde zor kalkarlar." (67) (Sami Efendi'yi tanıdığınız zaman az yemek ve seher meselesine sık sık atıf yapıldığını görürsünüz. Bu öyle bir şeyki kitabı okurken bile karşı tarafa bu hal geçiyor. Tabi bir zaman sonra gaflet çukuruna yeniden dönüyor insan. O sebebten çok okuyup hali alışkanlığa çevirmeye çalışmalı. Ben pek beceremedim. Siz yaparsınız inşallah.) "Teslimiyet zordur. İlim erbabı âlimin teslimiyeti ise daha zordur. Fakat onun eğitimi kolaydır. Cahil kimsenin ise teslimiyeti kolaydır, fakat onun da eğitimi zordur." (Şu söz son dönemde gördüğüm en etkileyici tespitti. Özellikle ehli ilmin teslim olmaması meselesi. Allah bu kardeşinizi de bundan kurtarsın.) Merhum Lütfi Eraslan abi eski Yunak Müftüsü Süleyman Efendi'den dinlemiş. Süleyman Efendi bir ziyaretinde Muhterem Üstadımız'a söyle bir soru yöneltmiş: "-Efendim! Said Nursi hazretleri o karanlık günlerde nasıl korkusuzca cihada devam etti acaba?" demiş. Muhterem Üstadımız da gayet öz olarak Süleyman Efendiye şöyle cevap vermişler: "Bir insanın, Allah korkusu her tarafını ihâta ederse sair korkular girmeye yer bulamaz" buyurmuşlar. Mahmud Sami Efendi, gecikme nedir bilmezdi. "Zaman bizi beklemez" der yoluna devam ederdi. (Buna dair halifesi Musa Efendi'nin de bir hatırası vardı. Adem Ergül Hoca anlatıyordu. Bir ara Youtube'de bakarsınız.) İnsan, küçük gördüğü harcamalardan tasarruf ederek sadaka verir, infak eder hale gelir. -Musa Topbaş Efendi- (Tabii bazen kitap içerisinde başka büyüklerin de sözleri yok değil. Adem Ergül Hoca bir sohbetinde biz Musa Efendi'den müridlik nasıl yapılır onu öğrendik demişti.) Muhterem Sami (k.s.) Hazretlerinin Cuma namazına çıkışlarına dair bir hatırasını şöyle anlatmışlardı: "Hacıbey! Cuma günü müminlerin haftalık bayramıdır. Mümin o gün neşeli, güleryüzlü, cömert olmalıdır. Sami Efendimiz'in hane halkına neşe ve sürur saçarak Cuma'ya çıkarlardı. (Cuma günleri bunlara dikkat etmek gerek cemaat (!). Gülelim inşallah :D) Üstadımız Hazretleri (Sami Efendi) Şam'da kaldığı müddetçe Nazım Kıbrısi, devlethanelerine gelerek tefsir dersi aldı. (Sami Efendi Medine ve Şam'da belli süreler yaşamış. Bu bilgi benim için hiç beklenmedik bir bilgiydi.) "Bizim edebimizde kadınlara karşı aslanlık yapmak yoktur" "Mükerrem insan olabilmenin şartlarını sık sık hatırlatır ve şöyle buyururlardı: 1. Helal gıda almak ve az yemek 2. Kur'ân-ı Kerim'i, mânâsını bilerek okumak ve namazı huşu ile kılmak. 3. Zikrullah'a devam etmek 4. Gece az uyumak 5. Salihlerle oturmak, sadıklarla beraber olmak." "Sohbet edenleri zaman zaman îkaz ederler ve: "Bir insanın bir defa da dinleme takati kırkbeş dakika olarak tesbit edilmiştir. Sözün bundan fazlasının faydası yoktur" diye buyururlardı." (Allah Nureddin Yıldız Hoca'dan razı olsun. Kendisinden bu hassasiyeti müşahede ile öğrendik. Bir sohbetinde yanlış hatırlamıyorsam Adem Ergül Hoca'ya: "Hocam artık insanların dinleme takati 25-30 dakikaya kadar düştü. Biz de sohbetlerimizi buna göre ayarlamaya başladık" demişti.) Biz de bu yazımızda insanların okuma takatlarını birazcık zorlamış olduk. Bu da ayrı bir ironi ama neyse. Ne demiştik "bizim gibi meczuplardan teklif sakıttır." Kalbinizin sahibine emanet olun. Selamun Aleyküm..
Mahmud Sami Efendi'den Hatıralar 2
Mahmud Sami Efendi'den Hatıralar 2Mustafa Eriş · Erkam Yayinlari · 201021 okunma
··
1.652 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.