Günün içindeki herhangi bir vakitte durup ne gördüğümüze bir bakalım. Bunu sık sık yapalım ki bilelim ne görüyoruz. İçimiz ne gösteriyor bize. İyilik ve güzellik mi? İncelik ve nezaket mi? Yoksa çirkinlik ve kötülük mü, fesat ve fücur mu, nobranlık ve katılık mı, gaflet ve delalet mi? Velev ki bütün bu kötülükleri başkalarının üstünde görüyor olalım, onları başkalarında arayıp bulan bizim gözlerimiz değil mi? Suyu arayan suyu bulur, ateşi arayan ateşi... Biz İbrahim değiliz ki, ateşin içinde suyu bulalım. Ne arıyorsak onu buluyor, onu görüyoruz. Gözlerimiz hangisine açıksa, gördüğümüz hep o. İnsanın, hayatın, iyiliğin, güzelliğin, hayrın peşinde olsak; Allah’ın arzında bundan çok ne var?