Gönderi

Annenden üç tane vardı, birbiriyle bağlantısı yokmuş gibi görünen üç ayrı kadın, sen büyüyüp ona başka gözle bakmaya, onu sadece annen olmayan biri olarak görmeye başlayınca, hangi gün hangi maskesini takacağını hiç kestiremedin. Bir uçta dünyanın gözünü kamaştıran, büyüleyen görkemli bir diva vardı; duyarsız, çılgın bir kocası olan, ama herkesin bakışını üzerine çekmek için yanıp tutuşan ve kendini -artık- geleneksel ev kadını rolüne hapsetmelerine izin vermeyen genç kadın. En geniş alanı kaplayan orta bölümde gerçekçi, sorumluluklarını bilen, zeki ve sevecen bir insan, küçükken sana bakan kadın, çalışan kadın, yıllar içinde birkaç küçük çaplı iş kuran kadın, dört yıldızlı fıkra anlatıcısı, çapraz bulmaca ustası, ayağı yere basan, yetkin, cömert, çevresini iyi gözlemleyen, politika konusunda liberallerden yana, kendisinden akıl danışanlara seve seve öğüt veren biri. Öteki uçta, kimliğinin en aşırı ucunda ise ürkek, dermansız bir sinir hastası, endişe krizlerinin çaresiz kurbanı geçtikçe artan fobiler yüzünden hiçbir şey yapamaz hale gelen bir insan; ilk zamanlardaki yükseklik korkusu pıtırak gibi çoğalan çeşitli fobilerle elini ayağını bağladı: Yürüyen merdivenden korkardı, uçaktan korkardı, asansörden korkardı, araba kullanmaktan korkardı, binaların üst katlarındaki pencerelere yaklaşmaktan korkardı, yalnız kalmaktan korkardı, açık alanlardan korkardı, herhangi bir yere yürüyerek gitmekten korkardı, ciddi bir hastalığa yakalanmaktan korkardı; bu hipokondri zamanla dehşete düşme noktasına geldi. Bir başka deyişle ölmekten korkardı, bu da sonuçta yaşamaktan korkardı demeye gelir...
Sayfa 123 - Can YayınlarıKitabı okudu
·
404 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.