Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

672 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Lordlar ve Vârisleri...
Elementler her zaman ilgimi çekmiştir ve kitabı büyük bir heyecanla almıştım ama bu kadar iyi olmasını ben de beklemiyordum. Elemental'deki dengelere bayıldım. Nova'nın sudan çıkmış balık gibi olaylara biraz Fransız kalması da şimdi bakınca eğlenceli ve ironik geliyor. Herkesin her zaman başka bir şeylerin peşinde olması, kimsenin asla hiçbir şeyi tam olarak bilememesi, bu bilinmezlik okurken oldukça hoşuma gitti. Hayatın gerçeklerini anlatıyor gibi bu aslında. Genel olarak kitaba bayıldım ve bittikten sonra ikinciyi okumak için deliye dönmüştüm, kendi çapımda bir Nova olacaktım neredeyse. Bu incelemeyi Krallar ve Soytarıları'nı da okuduktan sonra yazdığım için daha sakinim. Gidişatı harikaydı. Genelde kitapları okurken ne olacağını, olayların nasıl gelişeceğini az çok tahmin ederdim ama bu konuda Elemental'deyken sınıfta kaldım. Son sayfalarda olanlar... ~Buradan sonrası spoiler olarak nitelendirilebilir~ Kitabı elime ilk aldığımda ve şömizleri incelediğimde ilgimi direkt Amon çekmişti -içimdeki Slytherin aşkının bir sonucu olsa gerek- ve Su Krallığı'na yaptığını ilk okuduğumda onu sevmiş, hatta heyecanlanmıştım. Tabii o zamanlar saf bir su baloncuğuydum. Okudukça, anladıkça Sina'yı sevdim. Daren ise başlarda bir bilinmezdi ama onu okumak hep eğlenceliydi. Olanları öğrendikçe tamamen Arın'a çekildim. Biraz daha bilinçli bir su baloncuğu haline geldiğimde ise Elemental'deki yerim belliydi. Burcum aslan ve kendi Krallığıma sadığım. Su Krallığı ve Arın hakkı olanı almalı. Hava Krallığı ise... Elbette Sinacığımın bahçelerine girip bir şeyler aşırma planlarım var. Toprak Krallığı'ndan başlarındaki şahıs Amon olduğu sürece ölsem bir mezar, üstüme atılacak bir toprak dahi istemiyorum. Krallık sadakat veya yönelimime kronolojik sırayla bakacak olursak (yani kitabı okurken süreçte sırasıyla hangisini sevip desteklediğim gibi bir şey) bu şu şekilde olur: Toprak Krallığı, Hava Krallığı, Su Krallığı ve Ateş Krallığı. Eh ben de sarayları tek tek gezerken deli kızımıza katılmışım. Ayzer... Dürüst olacağım onu başta pek sevmedim, kitap ilerlerken Nova'ya olan tutumu ve Amon'un varisi olması da bizi iyice uzaklaştırdı. Ariana ile Ayzer'i ara ara çok kısa süreliğine sevdiğim oldu ama yaptıklarını unutmayacağım, benim ateşle yok etmem gerekse de suyun hafızası vardır. Ayzer ile Ariana'dan gram haz etmemekteyim. Sonay... Başta ondan da pek hoşlanmadım kabul ama ben ön yargılı bir insanım sonuçta. Okudukça ve onu tanıdıkça Sonay'ı oldukça sevdim. Açıkçası tüm vârisler arasında bana en çok benzeyen ve kendimle en çok ilişkilendirebildiğim kişi o. Asıl su baloncuğunda tabii sıra. Bir ara ben bile kafayı yiyordum. Nova'yı her yerden kovmuş olabilirler ama deli kızın da hoşuna gidiyordu saray saray gezmek. Gökyüzü nasip ederse kendi sarayını da gezecek bir ara. Daren ile ilişkisini tamamen destekliyor ve şiddetle savunuyorum. Arın lordum biraz ortada kalmış gibi olacak ama olsun. Daren'in Nova'yla ilgilenirken neyin peşinde olduğunu asla tam olarak anlayamadım ve şimdi bunu bilmek... yazmamak için kendimi zor tutuyorum ama bu, ikinci kitabın incelemesinin konusu olacak. Ben de Nova ve diğerleri gibi o odaya atılsaydım kesin olarak bildiğim iki şey var. Asla yemek yemez ve su içmezdim. Kaçmayı denemeyecek kadar umutsuz olurdum büyük ihtimalle ve ateşin sıcaklığına, korumasına sığınırdım. Daren baksana sana ne kadar da sadığım! Ariana yılanını boşver ve beni vârisin yap lordum. Ah ah o son... İkisine de kızamıyorum. İkisi de haklı, ikisinin de sebepleri var. İşte lanet olası tanrıçalar yine attı taşlarını. Naguellere gelirsek... Bu fikre aşık oldum resmen! Animaguslara ve patronuslara her zaman özenmişimdir ve bu... bayıldım. Deli kızın gidip de Ormanın Ruhunu kendine naguel yapması hiç şaşırtmadı. Sina'nın nagueli olan arı bence onunla uyumlu. Bana göre arılar normalde size bir şey yapmaz ama onlara zarar verdiğinizde sizi sokarlar, tıpkı Sina gibi. Amon'un naguelinin cehennem kapılarının bekçisi olan üç başlı köpek Kerberos olması beni şaşırtttı demem imkansız, tam da size göre bir naguel sahte 'kral'. Ayrımcılık yapmayacağım: Ariana'nın nagueli olan yılan (her ne kadar içimdeki yılan aşığı Slytherin kan ağlasa da) ona çok uygun, Ayzer'in nagueli olduğu içinse o zavallı leopara acıyorum. Diğerlerinin naguelleri ise şu an ikinci kitabı okumayanlar için bir gizem o yüzden burada susuyorum. Lala'yı atlamış olmak istemem. Sonra cırlayıp duruyor küçük cüce, benim onu tehdit edebilecek bir Arın'ım da yok maalesef, Daren'dan onun kanatlarını yakmasını istemek ise asla ama asla yapmayacağım bir şey. Lala ile Nova'nın atışmalarını okumak çok eğlenceliydi, özellikle tüm o kasvetin arasında. Keşke benim de bir Lala'm olsaydı. Lala'dan şu sözü alıntılamak istiyorum: "Aptal insan kızı bunda bilmeyecek ne var, elbette kimseye güvenmeyeceksin!" (Sayfa 93) Bu arada şunu belirtmek isterim. Ana karakterin aleyhine hareket eden herkesten nefret eden biri değilim. Mesela Gölge ve Kemik üçlemesinde en başından sonuna kadar Karanlıklar Efendisi'nin tarafındaydım. Olayların geçtiği ortam, oranın geleceği için hangisi daha iyi olacaksa onun tarafını tutarım genelde. Tabii kötülüğe olan bariz ilgi ve sevgimi de inkâr etmem imkansız ama ha delilik ha kötülük canım, değil mi? Beklediğimden çok ama çok daha uzun bir inceleme oldu ama yazdıkça yazdım, aklıma geldi. Büyük ihtinalle atladığım şeyler vardır ama Krallar ve Soytarılarını da okumuş olmamın etkisi var bunda. Onun incelemesini daha erken yazacağım tanrıçalar yoluma çıkmazsa.
Lordlar ve Varisler
Lordlar ve VarislerN. G. Kabal · Martı Yayınları · 20217,3bin okunma
··1 alıntı·
441 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.