Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Suç ve Ceza|Dostoyevski Suç, Rusçada sınır aşmak anlamındaki kelime ile ifade edilir. İngilizcede de benzer bir biçimde “transgress” (haddi aşmak) olarak ifade edilir. Roman bu perspektiften bakar olaya. Bir yerde bu kitap için "Okurken insanı hasta eden roman" diye bir tabir okudum. Gerçekten o kadar haklı ki. Okurken hasta olmamak için hiçbir sebebiniz yok. Ana karakterin psikolojik durumu, kendiyle çelişmesi, söylediği hiçbir şeyi yapmaması ve sürekli bir sayıklama halinde olması bana aşırı geçti. Dostoyevski bu romanı yazarken "Ana karakter psikolojisini okura mutlaka geçirmem gerekiyor." dediyse başarmış olduğunu söylemem gerekir. Fakir, içine kapanık ve başarılı bir öğrencinin katilliğe giden serüvenini, bu kişinin iç dünyasındaki süreciyle birlikte verilmesi bence harika bir detaydır. “Sıradan insanlar acı çekmeyi beceremezler. Ancak büyük insanlar büyük acılara katlanabilir.” diyerek ötelere göndermede bulunmuştur. Kahraman hem çok merhametli hem de çok zalimdir. Dostoyevski romanda suçun varlığını sosyal çevreye bağlar. Öncelikle bir eylemin suç olması için o suçu işleyen kişinin alelade insan olması ve toplumun geçerli kurallarına uyuyor olması gereklidir. Raskolnikov iki tür insanın varlığını kabul eder. Süper insanlar ve diğerleri. Süperler, tıpkı Napolyon gibi milyonlarca insanı öldürse de yargılanmaz çünkü buna hakkı vardır; oysa normal insanlar hukuk kurallarına uymak zorundadırlar. "Geniş anlamda kitap; dünyanın, gerçek ve esaslı bir ahlaki yapı olmadan bireylerin arzu ve istekleri için savaştığı bir varoluş kavgasının yapılacağı yer değil, fakat ebedi şeyler içinde sosyal ve ahlaki karakter ile inanç için umut barındıran bir yer olduğuna yönelik bakış açısına sahiptir." Raskolnikov her ne kadar bir suç işlemiş olsa da ben kitabı okurken bu suç yüzünden derinden bir vicdan azabı çektiğini hissedemedim. Kahraman'ın her duygusu bana geçti fakat suçluluk duygusunu gerçekten alamadım. Ben Kahraman'dan roman boyunca "Napolyon olmak istedim ama ya beni anlamayıp bana katil derlerse" korkusunu aldım. Kitaba giren her karakter o kadar detaylı bir betimlemeyle anlatılıyordu ki bu bir süre sonra "inşallah yeni bir karakter girmez biraz daha betimleme okumaya dayanamayacağım" diye serzenişte bulunmama bile sebep oldu. Kitapta sevmediğim tek durum buydu. Genel olarak kitabı oldukça akıcı bulduğumu söylemek istiyorum hatta bu zamana kadar neden bıraktığımı bile bilmiyorum. Kitabı nasıl yorumlayacağım konusunda gerçekten zorlandım hatta birkaç gün önce bitirmeme rağmen bir kaç makale okuyup kitabı kendimde kalıcı hala getirmek istedim. Klasiklerin her zaman birilerine dokunduğunu ve çok etkilediğini biliyorum. Suç ve Ceza gerçekten hoşuma giden bir klasik oldu ama beklediğim o etkiyi ben alamadım. Ayrıca son olarak Raskolnikov ve yakın arkadaşının kahkaha atarak bir ofise gitmesi kısmı benim aşırı hoşuma gitti. Bir çok insan belki bu detayı atlamıştır ama nedense ben sanki onları o ofisin köşesinde izliyormuşum gibi hissettim. Aşırı samimi bir andı. Naçizane fikrimdir, tavsiye edilir. *Okumuş olduğum makalelerden kesitler bulunmaktadır.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,1bin okunma
·
284 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.