Ankara'da bozacılık yaparak hayata tutunmaya çalışan Aynalı Bozacı ile ailesinin Ankara'da başlayıp İstanbul'a göçüyle devam eden yaşamını konu alıyor.
İstanbul'a geldiklerinde onları iki tas yemekle ilk karşılayan komşuları Kalender. Mutsuz bir evlilik sürüyor.
Yetim, mahalledeki okulun hademesi pamuk gibi bir kalbe sahip. Babacan müdürden sonra Gülten Hoca'dan gördüğü sıcaklık ve dostluk olmasa bir dakika durmaz o gözlüklü müdürün yanında.
Zeynep ve Melek, Aynalı Bozacı ile Leblebi Bacının güzel kızları.
Zeynep, ilk göz ağrısı Aynalı ile Leblebinin. İstanbul'a göç etme nedenleri.
Melek, her ne kadar konuşamasa da gözleri ve mimikleri ile herşeyi anlatabiliyor. Adı gibi kalbi de melek.
Taşı toprağı altın İstanbul'a göçen bu aileyi nasıl bir gelecek bekliyordu?
Karakterlerin ve yazgılarının kitabın başından sonuna kadar okuyucuyu etkisi altına aldığı, okumaktan çok fazla keyif aldığım, aşk, sevgi, bağlılık, dostluk, mutluluk, hüzün ve acının motif motif işlendiği kusursuz bir roman. En güzel yanı da ne biliyor musunuz hiç beklemediğiniz bir sonla karşılaşıp ters köşe olmanız.