Kitabımızın ilk cümlesi tam olarak bu. Cümlenin de içerisinde bulunduğu paragrafı okuduktan sonra şöyle bir tefekkür ettim. Hayatımızın belki de en önemli hadiselerinden biri olan 'hareket etmek' ve bu eylemin sağlayıcısı olan 'düşünmek' bizi bu dünya üzerinde var kılan şeyler. Nitekim Kur'an'ı Kerim'de bir çok ayette geçen "Akletmez misiniz?" emri bizi tam da bu noktada karşılamaz mı? Yani Allah'u Teala bizden, var oluşumuzun ilk şartlarından biri olan düşünmeyi/akletmeyi emredip sonrasında ise harekete geçmemizi buyurmuyor mu? "Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Şüphesiz ki ayetleri, düşünüp öğüt alan bir topluluk için detaylıca açıkladık. (6/En'âm 126)" Ayetleri okumak ve fehmetmek bir düşünüş şekliyse eğer, öğüt alıp doğru yolda olmak da harekete geçmek değil midir? "Gerçek düşünüş, varlığımızın her adımda karşılaştığı muammaları kainatın bütününe sorarak, oradan da sonsuzluğa duyurarak onlardan cevabını almaktır." Gittikçe anlamların yitirildiği ve sıkışıp kaldığımız bu ontolojik kaostan ancak bu hakikatler neticesinde kurtuluşa erebiliriz yani.. "Akıl insanoğlunu dünyaya sultan yapan cevherdir." diyor Nurettin hoca "Düşüncenin Derinlikleri" adlı yazısında. Ancak bugünün dünyasında akıl insanı dünyaya sultan yapan cevher değil, belki de dünyayı daha da yaşanmaz hale getiren bir makine hükmünde.Mesela bu makinenin duyguları yok,merhameti yok,sevgisi yok, sezgisi yok. Yani insan insan yapacak her türlü cihazattan yoksun bu makine. Halbuki merhametin,sevginin ve duygunun olmadığı yer de insan nasıl "var olabilir"?Ve 'ilim alemdeki hakikat karşısında düşüncenin merhametli duruşu' ise eğer tüm bunların olmadığı yerde insan nasıl "var olabilir"? Var olmanın ve yaşamanın anlamını yitirdiğimiz ve mütemadiyen yitiğimizi aradığımız bu zamanda belki ölümün de sırrından bihaberiz.Oysa"yaşamanın sırlarını bilseydik, ölümün sırlarını çözerdik."Bu hakikatin peşine yüzyıllar önce düşen Hayyam'ın sözlerine kulak versek ya..Tıpkı Nurettin Hoca gibi: "Hayat, ölümle ölüme karşı koyan kuvvetler arasında bir ömürlük mücadeleden başka bir şey değildir." Hakikatten yoksun, düşman ve zulüm kavramlarının da içine doğduk.'Evimizde,şehrimizde,dünyamızda' hiç dinmeyen bir zulüm yağmuru var adeta.Urumçi'den Batı Afirka'ya kadar bizi çepeçevre kuşatan bu yağmur,'yeryüzünün gerçek fatihlerinin kalpleri fethedenler' olduğunu da unutturuyor çoğu zaman. Bana kalırsa bu kitap, tıpkı Necip Fazıl'ın Çöle İnen Nur kitabında dediği gibi:"Ve kendinde yok,Allah'ta var olmak…Ve gerisi kelamın aklın,hududun,mevzuun dışı…"dediği yere isabet ediyor. Yani İman'ın insanı insan ettiği hatta belki de sultan ettiği yere.. 29.05.2022

Var OlmakNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20183,906 okunma

·

137 görüntüleme

Nisa

@Kainatta1Saye ·

29 Mayıs 2022 18:50

Daha uzun bir inceleme yazardım ama yarın 08.30’da İstatistik finalim var :’)

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nisa