Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bizim mesleğimiz bir "ihtiras" mesleğidir. Bu meslekte ki- şiler, "Birbirlerini geçme yarışı" içindeler. Batı'daki gibi, biz- deki oyuncuların birçoğu edepli, terbiyeli, kültürlü olmadığı için birbirlerinin ayağına çelme takmaya uğraşırlar. Ve birbir- lerinin dedikodularını yaparlar. Arkasından konuşurlar, iş al- masın diye ellerinden geleni yaparlar. Oyuncu kesimi böyle ... Yapımcı kesimi desen, hasbelkader bu işe girmiş "filmci- liği" patates, soğan satar gibi bir ticari olarak görmüş, yalnız- ca para kazanma yanını düşünmüşler. Filmlerinin içeriğini de, konularını da ona göre ayarlamış ve kesinlikle filmin "estetik" bir yönü olduğunun farkına varmamışlar. Bunun farkında olanlar da zaten, "boş" vermişler. "Bana ne, nasıl olsa çark böyle dönüyor" düşüncesindeler. Halbuki böyle düşünülmese yılda 300-350 film yapıldığı dönemlerde, bu işi bir sanayii dalı haline getirirlerdi. Sinemadan kazanılan para, yine sermaye ve yatırım olarak sinemaya geri dönseydi ve bu paralarla daha ileri teknolojideki araç-gereçlerden alın- saydı, olay daha farklı olurdu. Bizim filmcilerimiz bu yüzden, dış pazara açılamadılar. Ve açılmanın da yollarını araştınnadılar. Yalnızca Türkiye'de, ör- neğin 500 sinemada gösterilen filmden elde edilen gelirle ye- tindiler. En azından bir Ortadoğu'yu ele geçirebilirle�di. Bunu da yapamadılar.
Sayfa 114 - Beda Yayınları 1.baskı
181 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.