Serinin okuması en kolay/rahat/sıkıntısız -diyebileceğimiz geçiş kitabı. Ve kıymeti en az anlaşılan da diyebiliriz.
Şimdi ilk ve ikinci kitap yere göğe sığmayacak şekilde övülebilir...bu değil, çünkü;
Evren aşırı dolu ve tüm gerilim, tansiyon artık ne dersek, bir yerde boşaltılmalıydı, bu yüzden diyaloglar ve örgü alışık olunan akışa ters ilerlemek zorunda. Yani biraz daha ağır, fazla ve yavaş.
Dikkatli gözlerle okuyan okuyucuların sonlara doğru kullanılan 'Fuaustyen' tarzı kaçırmayacaklardır...doyumsuz bir lezzet içeriyordu. Hatta, bazı satırlar, Faust'un açılışına gönderme de içermekte.
Düşünce açısından ise milat niteliği taşıyan kırılmaya adım adım giderken aklınızdaki 'acaba' hiç yok olmuyor.
Isaac Asimov İmparatorluk Serisinde bunun için uğraşmıştır...ve kısmen başarmıştır. Ama gol
Frank Herbert 'e yazılır. Hakkını yemeyelim, Asimov'da olsa ayakta alkışlardı.
Korku diye başladık, korkma dedik...korka korka korkunun üstesinden geldik. En en cesuru olduk ve...Bu işler böyle.
Kütüphanemde Asimov'lar ile yanyana durmakta olan rafa göz alıcı ve akıllardan kolay kolay silinmeyecek bir uğurlama töreni ile kitabımızı yerine kaldırırken, Dune evreninde daha film bitmedi hatta yeni başlıyor bile olabilir tesellisi içinde
Dune Sapkınları ile devasa bir başyapıtın içinde kaybolmaya devam ediyoruz.