Gönderi

KÜL TEGİN ANIT VE YAZITI, gerek Kül Tegin gerekse başkaları için dikilmiş bulunan anıt ve yazıtlardan ilk önce XIII. yüzyılın ünlü müverrihi Cüveynî, "Târih-i Cihangüşâ" adlı mühim eserinde bahsetmiş, fakat bu kayıtlar dikkati çekmemişti. 1709 Temmuzunda, Poltava savaşında Ruslar'a tutsak düşerek Sibirya'ya sürülen ve orada serbestçe gezmesine izin verilen Von Strahlenberg adlı bir İsveç subayı gezintileri sırasında bu taşlardan bazılarını görmüş, kopyalarını almış ve 1722'de İsveç'e döndüğü zaman yayınlandığı hâtıralarında bu yazıtlardan da bahsetmiş, hattâ bazılarının elle çizilmiş kopyalarını da vermişti. XVIII. yüzyılın sonlarıyla XIX. yüzyıl başlarında birtakım araştırıcılar da bu yazıtlardan bahsedip kopyalarını yayınladılar. Bunların Türkler'e ait olması gerektiğini ilk önce 1825'te Abel Rémusat ileri sürdü. Nihayet 1893'te Danimarkalı Thomsen dâhiyâne bir şekilde bu yazıları okumayı başardı. Ondan sonra gerek Thomsen'in ve gerekse başta Alman asıllı Rus Radloff olmak üzere diğer birçok Türkologların bu anıtlar ve tabiî bu arada Kül Tegin anıtı üzerindeki araştırma ve çalışmaları devam etti. Türkiye'de de bu konuda epey yayınlar yapılmıştır. Şemseddin Sami'nin yarım kalan teşebbüsünden sonra Kül Tegin yazıtı üzerinde şu çalışmalar olmuştur: 1. Necib Asım, Orhun Abideleri, İstanbul 1340. Bu 165 sayfalık eserde Kül Tegin ve Bilge Kağan yazıtlarının transkripsiyonlu metinleri, tercümeleri vardır. Arap harfleriyle yapılan transkripsiyonlar ve tercümeleri başarılı sayılmazsa da eserin ilk 100 sayfasını teşkil eden tarihî bölüm iyidir. Burada yazıtlardaki olaylar Çin tarihlerinin verdiği bilgilerle iyi bağdaştırılmıştır. 2. Atsız, İkinci Türk Müverrihi: Yuliz Tigin (Orhun, 5. sayı, 21 Mart 1934). Bu yazı Kül Tegin yazıtının Türkiye Türkçesine çevrilmesinden ibarettir. Burada Thomsen'in birkaç tercüme yanlışı düzeltilmiştir. 3. Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, 4 cilt, İstanbul 1936 1941 (Türk Dil Kurumu Yayınları). Kül Tegin yazıtı birinci cilttedir. Yazıtlar hem Orkun alfabesiyle, hem transkripsiyonla, hem de bugünkü Türkçeye tercümesiyle verilmiştir. Açıklamaları da vardır. Büyük bir himmetin mahsulüdür. Fakat tercümeler pek başarılı sayılamaz. 4. Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, İstanbul 1970 (1000 Temel Eser Yayınları). Kül Tegin, Bilge Kağan ve Bilge Tonyukuk yazıtlarının metin ve tercümeleriyle Orkun yazılı metinlerin fotoğraflarını ihtiva eder. Geniş bir kitle için hazırlanmıştır. Şimdiye kadar bulunmuş irili ufaklı birçok yazıt içinde en mühimleri olan Kül Tegin ve Bilge Kağan yazıtları Orkun ırmağına yakın bir yerde bulunduğu için bu taşlar Orkun anıtları veya Orkun yazıtları adıyla, yazılmış oldukları alfabe de Orkun veya Gök Türk alfabesi diye tanınmıştır. Kül Tegin ve Bilge Kağan yazıtları birbirinden aşağı yukarı bir kilometre mesafede dikilmiştir. İkisi de Orkun Irmağı vadisinde ve Koşu Çaydam gölü yakınında, 47,5° enlem ve 102,5⁰ boylam üzerinde bulunmaktadır. Kül Tegin yazıtının boyu 375 cm' dir. Kireç taşından yapılmıştır. Taşın alt bölümü üstünden daha kalındır. Doğu ve batı yüzlerinin alt bölümü 132, üst bölümü 122 cm genişliğindedir. Kuzey ve güney yüzlerinin ise altları 46, üstleri 44 cm'dir. Dört yüzü de yazılarla doludur. Doğu yüzünde 40, kuzey ve güney yüzlerinde 13'er satır vardır. Satırlar yukardan aşağıya doğrudur. İlk satırdan sonrakiler sırasıyla onun soluna dizilmiştir. Batı yüzünde Çince yazılar bulunuyor. 375 cm'lik taşın 235 cm'i yazılarla kaplıdır. Çince bölümü Çin imparatorunun dostluk nişanesini bildiren, Kül Tegin'i öven yazılardır. Son zamanlarda Kül Tegin anıtının bulunduğu alanda yapılan araştırmalarda yeni kalıntılar ortaya çıkmış, bunlardan birinin Kül Tegin 'in başı olduğu iddia edilmiştir. Oralarda birçok heykel bulunduğu için bu heykel başının Kül Tegin'e ait olup olmadığı konusunda kesin bir hükme varmak için henüz erkendir. Kül Tegin yazıtının dili dünya Türkoloji âleminde büyük tesir yapmış; dilin güzelliği, edebiliği ve kuvveti, çok eski bir dil olgunlaşmasına delâlet eder diye haklı bir sonuca varılmış, hattâ yazıda manzum parçalar olduğu bile ileri sürülmüştur. Bk. ORHUN ANITLARI. Birtakım yerlerinin 1200 yılı aşan bir zamanın tahribatına uğraması dolayısı ile bozuk olması, iyi okunamaması-bazı mūhim cümlelerin anlaşılmasına engel teşkil etmekte, tarih bakımdan mühim bazı noktalar belirsiz kalmaktadır. Buna rağmen Kül Tegin anıtı Türk tarihini, dili ve edebiyatı bakımından ölmez eserlerin başında gelenlerden biridir. (22. cilt, s. 418)
214 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.