Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Almodovar Teoremi İnsan kitabı eline aldığında Almodovar’ın teorisinin ne olacağını merak ediyor ve hemen kendine göre bir teori bulmaya çalışıyor. Kitaptan önce kendi düşüncelerimi yazmak istiyorum. Ne de olsa Almodovar benim için önemli. Kitabı okumadan önce hatta varlığından bile haberim yokken ben de Almodovar hakkkında kafamda bir öykü uydurmuştum. Öykü şöyleydi ben bir sitede gezerken ,arkadaşlık sitesi, Almodovar da hikaye aramak için aynı yerde takma bir adla gezmektedir. Benimle tanışır ve ona o kadar değişik gelirim ki benim filmimi yapmaya karar verir. Ama bu kitapta yazar bunu ayrıntılarına kadar indirmiş. Gelelim benim Almodovar hakkındaki düşüncelerime, ben onun bir teorisi olacağını düşünsem ne olurdu? Almodovar’ın ş seslerini çıkaramaması hep dikkatimi çekmiştir. Annesinden ve onun etrafından etkilenmesi, hep son takıntılı olması, geçmişe doğru bir hikaye anlatması, yani anlattıklarında geçmişin önemli bir yeri olması ve bunun nedeninin filmin sonuna doğru genellikle ortaya çıkması. Görüş açısı takıntısı olması, her şeyin mükemmel olmasını istemesi, aykırı olması, filmlerinde ateş sahneleri, etkili bir şarkı hep tutkuyla yaptığı şeyler gibi geliyor bana. Yardımcı oyuncuların güçlü duruşları, zamanın ileriye doğru akması ama geçmişe kurulan güçlü bağlantı. Mekan seçiminde ise iç mekan, dış mekan, farklı farklı yerleri sevmesi ve bir yere bağlı kalmak istememesi. Önceleri hayat hikayesini okumuştum unuttum ama çok çalışkan olduğunu sanıyorum. Ve çok tutkulu. Konu seçimleri genelde anneler, eşcinsel hayatlar, aykırı aşklar… Sonları nasıl iyimser mi kötümser mi bitiriyor buna tam karar veremiyorum, belki filmlerini yeterince izlememişimdir. Bazen umutla bazen acıyla bitiyor sanki. Anlatışında hep hayatın zorlukları ve kötülükler oluyor, adaletsizlikler, yaşama tutunmaya çalışan sıradan insanların mücadelesi, Hiç muhteşem zekada ya da çok parası olan, çok güçlü olan, politikada çok iyi yerlere gelen insanlarla ilgili hikayeler anlattığını görmedim. İçinde Yaşadığım Deride başarılı bir doktoru anlatıyordu ama sanırım o filmi ayrı bir yerde… Kitaba dönecek olursak Casas Ros kitaba güçlü bir giriş yapmış, okur okumaz çok heyecanlandım. Bölümlerin başlıkları Newton’un Yerçekimi Üzerine ve Cisimlerin Hareketi Üzerine”den alınmıştır. Ne harika bir fikir. Bana Kant’ ı hatırlattı, ilk çalışmalarında Newton ile ilgili yazdıkları… Bölüm başlıkları şöyle Uzam ancak bir kaza biçiminde var olur Ayın dönencesine kadar uzanan yer bir çekimi İnce ve keskin bir zihin kaba maddenin en gizli köşelerini araştırır Merkezdeki yıldızlara doğru kasırgalar Uzamın sonsuzluğunun mükemmelliği yer kaplayanın sonsuzluğundadır Cisimlerin eylemsizliği arttıkça yoğunluğu da artar Beynin, özellikle zihnin bağlı olduğu en ince kısımları, sürekli akış halindedir Cisimden yer çekimini kaldıralım Uzam bir cisimdir Bu varlıklar ya cisimlerdir ya da cisme tıpatıp benzerler Dünyadaki iç mekanlar Boş alanların dünyaya dağıldığını hayal edelim öyleyse Her türlü sınırın yadsınmasıyla kavranan sonsuzluk Yüzeyin derinliği yoktur Uzamın cisimleri görmediğimiz yerde var olduğuna inanıyoruz Bedene özgü eylemlerden zevk almak Öyleyse bu bir kaza değil Mekanın yuvarlak olduğunu sanıyoruz Bir geyiğe çarpmaları sonrası sevgilisinin ölümü ve yüzünün bozulması, yalnızlığa açılması, eşcinsel fantaziler ve bir film… başkasının gözünden kendini görme. Dediği gibi “birinci şahıs olmanın avantajı madem ki arkadaşlarımın en ince hareketlerini yukarıdan görüyorum, uzun uzun seyrediyorum ve inceliyorum, öyleyse hem tanrı oluyorum, hem de onu varlığını yok ediyorum. Almodovar ve bütün yönetmenler benim karakterim oluyor” yani aslında kendi gözünden başkalarını ve kendini ve de başkalarının kendisini nasıl gördüğünü görme… Başlıklar ilk önce insana alakasız geliyor ancak sonra ne kadar konuya incelikle işlendiği görülüyor. Örneğin “Cisimlerin eylemsizliği arttıkça yoğunluğu da artar” bölümde “ gece olunca dışarı çıkıyorum, bazen bir sevgiliyi bekler gibi koltuğuma oturup limanı seyrederek geceyi beklediğim oluyor. Işıklı büyük gemileri, gemilerin yavaşça geçişini, göç eden turnaların karaltılarını ve gökyüzünün denizle oynaştığı ufku seyrediyorum……Gözüm dalmış şekilde hiçbir şey yapmadan saatlerce kalabiliyorum.” Buna bir örnek. Kitabı anlamak için çaba sarfetmeye gerek yok. Bu derin metafiziksel cümleleri kendi hayatına bağlayarak anlaşılır etkili bir eser yaratıyor. Edebiyat, resim, fotoğraf, sinema, matematik, geometri bir çok konuda insanın sonradan hatırlamak isteyeceği, anlamak isteyeceği fikirler barındırıyor. “Beraber bakmak bütün edebiyatın nesnesidir” “Neden boş alanı bilinenle sınırlamaya çalışalım ki” “Ne olursa olsun yalnızdım kaçmanın bir yolu yok. Yalnızlığın bana verilmesi şansına sahiptim ve keşfetmem anlamam gereken bu yalnızlıktı. Ne daha fazlası ne daha azı. Belki de bir gün boşluğun merkezindeki şu şenlikle nasıl karşılaşılır, anlayacağım” “Bilim adamları, filozoflar ve sanatçılar bedene sıkışmışlıktan sezgi veya düşünceyle kurtuldukları zaman yaratıyor ve icat ediyorlar.” “Hayalgücünün kendisi uzamdaki nesnelere dokunmayı, onlarla karşılaşmayı bırakmaz, her şekil bilincin sürdürmek zorunda olduğu bir kurmacadır sanki. Bu tek bir bilinci kendine mal eden insanların en büyük kibridir. Ben denklemlerin beni seyrettiklerini gördüm. Çakıltaşlarının benimle iletişime geçmeye çalıştığını hissettim.” Ve üzerinde düşünülmesi gereken bir teorem ortaya çıkıyor “Korkunç bir şeyi güzelliğe çevirmek için ona yeterince uzun bir süre bakmak yeter.” Teoremin sonuçları ise “geometri ve uyuma ihtiyacımız var çünkü zaten soyutlamanın zararına uğramış bir şeyi yok etmenin hiçbir zevki yok”, “ ahenk=kaos”
Almodovar Teoremi
Almodovar TeoremiAntoni Casas Ros · Sel Yayıncılık · 2013629 okunma
·
180 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.