Bukowski şiiri diye bir şey var. Kuralsızlığın dahi kuralı olmaması için uğraştığı, nerede keseceğini önceden hesaplamadan kestiği cümlelerden taşan anlamlar.
Size yansıttığı isyankar duygunun tek dayanağı yine kendisi. Zaten her mısra size çarpıp ona geri gidiyor. Çok çok azında kendinize ait bir şeyler var.
Gene de…bu benzersiz tarz abartılmayı değil ama saygıyı hak ediyor. Derin, içten, kuralsız bir saygı da olabilir…şiirleri gibi. Hatta öyle olmalı.