Kandıramayacağını bildiği kendini, yaşantısının akışına göre başkalarına inandırmaya çalışan Efes in hikayesinin olduğu bir uzun hikaye Haydarpaşa'nın Son Memuru.
Pek çok aforizma bir araya getirilerek bu aforizmalarin üzerine de cümleler oturtularak bölümler oluşturulmuş ve nihayet bir kitap olarak sunulmuş düşüncesine ellinci sayfadan sonra kapıldım. Bu düşünceme kadar kitap keyifle ve sanki o aforizma içeren cümleler benim hayata dair kimi düşüncelerimin yazıya dökülmüş haliymişçesine devam etti. Aforizmalarin üzerine yazmalar olduğu düşüncemden sonra kitap okuması kolay fakat doyurucu olmayan bir hal aldı. Edebiyat derslerinde yazdığım kompozisyonlarda yazarken nasıl yoğun duygular ile yazdığımı düşünüp yazmaya devam ederken yazımı tamamlayıp baştan okumaya başladığımda o duygu yoğunluğunu hissedemediğim ve olayları havada bırakarak yeni kurgulara geçtiğimi gördüğüme benzeyen bir yapıdaydı Haydarpaşa'nın Son Memuru.
Kitap içerisinde kitap tutkusunun bolca olması beni mutlu etti. Yazar ve baş karakter Efes birbirini tamamlamakla birlikte kitabı okurken Efes' i değil yazarı görmem kitabın gerçekliğini artırıyordu.
Nice yeni iyi okumalar.