Gönderi

Girişteki holden sesler duyuldu. Birileri selamlaşıyor, üstlerine başlarına yağmış karları dökmek için ayaklarını pat pat yere vuruyorlardı. Eşikten içeri buz gibi temiz hava girmişti. Şöminedeki ateşi titretti. Sybil eğilip ayak bileklerini tuttu. "Hava akımı," dedi gülümseyerek." Harika değil mi, insanın kulağına nasıl da mırıldanıyor?" "İnsanın kulağına mırıldanıyor mu?" "Yalnızca bir deyim. Size bir şeyler söylemez mi, Doktor? Doğa seslerinden söz ediyorum. Rüzgâr? Yağmurun yağışı? Bir hayvanın geçişi?" "Hayır. Korkarım söylemez. Benim algılama yetim biraz bönce olmalı." "Öyle olması gerekmez. Bu doğuştan gelen bir yeti galiba. Müzik gibi. Kimilerinde vardır, kimilerinde yok. Kusur sayılmaz."
Sayfa 48 - Birinci Kitap, 7Kitabı okudu
·
61 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.