Evet. Yine kapak ve övmelerin yanılttığı bir kitap oldu benim için. Trendeki Kız ismi bana, tren veya istasyonda yaşanan esrarengiz bir katilin şemasını çizmişti beynimde. Ama yanıldım, çünkü ortaya edebi bir roman havası gibi yazılar çıkmıştı, bazı yerlerinde de polisiye kokuları çok az biçimde fısfıslanmıştı. Valla ne yalan söyleyim, ortalara kadar bekledim polisiye, gerilim, macera, veya başka bir şeyler aradım ama yok, yok ,yoktu. Bende kızdım tabii, argocuk olarak - get ulen bu mu övdüğünüz kitap gibisinden- seslendim kendi kendime. Biraz da olaylardan bahsediyim: Londra'da bir yerden bir yere giden trende seyahat eden bir kadının, etrafındaki çevre ve insanlarla olan konusu anlatılıyor. Trendeki kız(Rachel), eski kocasının kendisini terketmesi üzerine arkadaşının evinde kalır. Ve her sabah işe gider , akşamları ise geri döner. Tabii aynı trenin içinde. Ve bir sabah ise yolunun üzerinde baktığı bir evde ise, her zaman gördüğü mutlu bir çiftin yerinde bu sefer, başka bir tablo ile karşılaşır. Tabii hayal kırıklığına uğrar. Günler sonra ise Rachel, o evde gördüğü güzel kadın olan Megan'ın gazetelerde kaybolduğunu öğrenir. Rachel ise , geçen günkü gördüklerinden yola çıkarak bu olayın izini sürmek ister. Sonraları ise gittiği yolun aslında tam tersinde gittiğini keşfeder. Acaba bu yolda Rachel, hangi entrikalarla karşılaşacak? Bu eserde, şunu daha da iyi öğrendim ki: Kadınlar, eğer bir erkeği gerçekten tutkuyla severse gözleri hiçbir şeyi görmüyor ve sevdiğinin kusurlarını filan kaleye almıyor , onları gözardı ediyor. Bu özellik ayrıca kadında bir duyguyu meydana çıkartıyor: Cesaret. Ve buna ek kelime: Erkeğine sahip çıkma, her yönüyle sevme. Yani bir kadın sevdiği erkeği için her türlü yola başvurabiliyor. Gerekirse bir katil bile olabiliyor. Bu durum erkek için söylenebilir mi acaba? Bilmiyorum. Son paragrafımdaki kadınlara yönelik aktarımlarım eserin spoiler(ipucu) mahiyetine yönelik bilgiler açıklamıyor. Onun için başta uyarı yazmadım. Düşük puana gelirse, Rachel Hanımın devamlı içki içmesi anlatması, ruh halini çok kez yansıtması ve romanda yüzlerce kez Tren yolculuğu seyahati (Her ne kadar eser ismi bunla bağlantılı olsada) beni bıktırdı diyebilirim. Yani polisiye geçen bir eser bekçilik pozisyonunda bile değildi. :) Ama kötü de demeyelim tabii. Şevkiniz kırmamak dileğiyle iyi okumalar...

Trendeki KızPaula Hawkins · İthaki Yayınları · 202011,7bin okunma

·

6 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.