Şiir yazmak, gerçekten bir tanımı var mı? Birbirlerine mi benziyor tüm şairler? Herkes mi şair yoksa? Hiç bir zaman cevaplayamayacağım sorular. Çocukça bir şey belki, belki de öyle olması gerekiyor samimi olması, o boğuk karmaşanın dışına çıkabilmesi için. Cevaplayamam hiç bir sorunuzu, zaten şair/yazar olarak görmedim kendimi hiç. Sadece hoşuma gittiği için yazıyorum, kuralları önemsemiyorum. Posta şairlerinin ya da şu klasik çaycılardan biri olabilirim belki ben de. Şiirle ilgili tek prensibim yazıldıktan sonra benden çıktığı. Her şiirin bir okuyucusu var, benimkiler de - bir kişi bile olsa- okunduğu sürece sorun yok. Benim değil zaten şiirler, okuyanların/isteyenlerin. Onlar nasıl isterlerse öyle bir şekle bürünüyorlar. Şiirler yazıldktan sonra bende kalmıyor hiç, benim hiç aklıma gelmeyen şeyler başkalarının aklına geliyor. Ve ister sahtekarlık deyin ister kolaycılık, bu benim hoşuma gidiyor. Zaten muğlak bir karakterim , bir kaç yüzyıl önce yaşasam yok bile diyebilirdiniz belki benim için. O yüzden o bir sayfalık tek cümleden oluşan sorularınızı sormayın bana, cevap alamazsınız. Bilmiyorum çünkü bir şey, tek bildiğim anlık tepkiler bir şeyler yazmamı sağlayan, saçma dünyalar. Yazım hataları, ardına bakmamalar, tek kurşunla bitirme geceyi ve binlerce başka şey. Ve tabii müzik, olmazsa olmazı şiiri(mi)n. Böyleyim ben ve asla iyi ya da spektatüler biri olmayacağımı öyle şeyler yazamayacağımı biliyorum, ama uzun şiirler yazabiliyorum en azından:) Yine uzattım , sadece şunu söyleyeceğim, ileride her hangi bir anda, herhangi biri bir şiirimi okuyup (anonim ya da değil) mutlu olursa yetecek sanki bana. Ya da en kötü satarım ruhumu şeytana. Faust bol zaten etrafta.