Normalde bir kitaba başlamadan önce tanıtım bültenini okur ve yazılanlar ilgimi çekerse kitabı okumaya başlardım. Üzerinde "İnci ARAL" ismini görünce düşünmeden aldım elime. Üstelik bu kadar dehşetli şeylere kendimi hazır hissedip hissetmediğimi bilmeyerek...
Sizce insanlar ölümü hak etmek için ne yapmışlardır?
Ölüm hak edilir mi?
Öldürme yetkisini din adına dahi olsa ne gibi şartlar altında kullanabilirsiniz?
Aleviler... Hz. Ali'ye bağlı olan kimseler.
Daha önce pek çok mecrada bazı evlerin kapılarının üzerine kırmızı işaret atıldığını görmüştüm. Daha sonra Alevi bir ailenin çocuğu ile evlenmek isteyen bir tanıdığımızı akrabalarımızın bu evlilikten caydırmaya çalıştıklarını öğrendim. Kafamda tek bir soru vardı: Neden?
Farklılıklar son birkaç yüzyılda neden canımızı bu kadar çok sıkıyordu? Problem bizde olabilir miydi? Bu soruyu zihnimizde bir sekmede açık tutarken diğer yandan kitaba dönelim:
Kitabın içerisinde 9 farklı pencereden Kahramanmaraş Katliamı göz önüne seriliyor.
Okurken yer yer nutkum tutuldu yer yer her yanım buz kesti diyebilirim. Her öykü Nazi Almanyasında Yahudi olmak, Amerika'da siyahi olmak, Doğu Türkistan'da Uygur Türk'ü olmak, Türkiye'de Kürt olmak gibiydi ve bir kadın olarak yazılan bunca şeyin gerçek olduğunu bilmek beni kahretti.
Ülkemizde bir zamanlar yaşanmış olan bu kanlı olayların herkes tarafından okunmasını rica ediyorum. Okuyalım ki benzerleri yaşanmasın. Nasıl ki Nazi Almanyasının yaptığı vahşet sonrası Almanya utancını kabul etti ve pişman oldu, bizler de kendimize pay çıkaralım ve ötekileştirmenin olmadığı yarınlarda buluşalım.