“Yani ilk hamle korkutucu olabilir. Oyunun sonuna en uzak olduğun noktadır. Sen ve karşı taraf arasında sonsuz bir olasılıklar denizi vardır… Ama bu aynı zamanda, bir hata yaparsan, neredeyse sonsuz sayıda çözüm yolu olduğu anlamına da gelir…” Person of Interest-Harold Finch Bir odanın içerisindesiniz… Tecrit hâlinde, bir başınıza… Aynı karyola, aynı sandalye, aynı duvar, aynı tavan; bütün günler dolusu aynılık… Günün hangi saatinde, haftanın hangi gününde, ayın hangi haftasında olduğunuzdan bihaber bütün gün zamanınız aynı odada geçiyor ve öyle ki artık bir farklılık, bir ses duymanın teşneliğinde hiçliğin merkezinde zihninizle bir başınıza bekliyorsunuz. Her şeyiniz alınmış: zamanı bilmeyin diye saatiniz, bir şeyler yazmayın diye kaleminiz, bileklerinizi kesmemeniz için çakınız ve sigara gibi bir keyif maddesi dahi. (tütün ve türevleri reklamı değildir) Kesif bir hiçlik, kesif bir zamansız ve mekansız boşluk… Şu durumda hayal edince kendinizi, nasıl bir atmosfere maruz kalıyorsunuz? Uzak değil, daha geçen senenin pandemi yasaklarında sokağa çıkamadığımızdaki hâllerimizi düşününce pek de güzel gibi durmuyor hayal edilen sanki, öyle değil mi? İyi tarafından bakalım biz yine de, siz yukarıdaki manzaradan bir farkla ayrılıyorsunuz: tutuklu değilsiniz. İşte karşınızda Dr. B. ya da kitaba dahil oluşuyla ‘bay gizemli’. Nazi subayları tarafında aylarca sorguya çekilip tutuklu kalmış, hiçliğin merkezinde ve aynı zamanda eksensiz düşünceler yumağında kayıp bir insancık. Onun tecridinden umulan, bir başına kaldığı odasında psikolojik şiddet marifetiyle, düşüne düşüne, adeta öğütecek malzeme bulamayınca kendini öğüten değirmen taşı gibi bir hiç olarak kalması. O, ya düşüncelerinde boğulup sonrasında hepsini kusmak zorunda kalacak ya da hayata tutunması için bir mucize bekleyecekti ve beklenen muştuya bir sorgu öncesi incecik kitap bularak kavuştu: Şampiyonların ünlü müsabakalarından satranç seçkisi. Her ne kadar kendisi Goethe bulma umudu içerisinde olduğu için başlangıçta büyük bir hayal kırıklığı yaşasa da sonrasındaki ucu bucağı olmayan değişimin ilk filizleri de bu seçki sayesinde odasına gün ışığı gibi sızmış oldu. Düşünce dünyasına bir eksen, hiçliğe karşı tutunacak bir dal… Adına her ne dersek diyelim bu seçki Dr. B. için başlangıçta bulunmaz bir nimet oldu. Hamle kombinasyonlarını her gün her akşam egzersiz niyetine oynadı oynadı. Başlarda ekmekten edindiği hamur şekilleriyle sonrasında soyut düşünme kabiliyetiyle… Şimdi ise bir gemide ve uzun zaman önce yaşadığı bu humma ile son hesaplaşmasını yapmak için önüne altın tepside bir fırsat sunulmuş durumda. Sonsuz sayıdaki hamle esnekliğini siyah beyaz atmış dört kareye, katı kurallarla sıkıştırmış satranç tezatlığının, muhteşem bir final maçı için, gerilimli kurgusu ve kahramanın ruhsal gelgitlerinde ilerleyen muhteşem bir Zweig eserine davet ediyorum sizi. Kitapla kalın…

SatrançStefan Zweig · Say Yayınları · 2016236,7bin okunma

·

2.055 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.