"Hayatım diye bildiğim zaman parçası sırasıyla zihnimin; şiirle, sosyalizmle, İslamiyet'le meşgul olduğu bir zaman parçasıydı."/Waldo Sen Neden Burada Değilsin?, sy,112
İsmet Özel'in şiirle olan bağı henüz on yaşında iken perçinlenir. Katıldığı yarışmada birinci olur ve gazetede yayınlanır "Kış" şiiri..
"Kış geldi" kar yağdı,
Her yere soğuk saldı.
İki taraf olsak,
Kar topu oynasak.
Yaz gitti, güz bitti,
Yine kış geldi baba.
Devrimci duruşu ile dünyayı merhabalayan bir şiirdi bu ve aynı duruşundan kırklı yaşlarında da taviz vermez İsmet Özel..
"Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında.
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat"
Kışın gelmesi, yaz aylarının güzü kovalaması ve bir taraf olma mevzusu şaire 'yaşıyor olduğunu' otuz sene sonra da hatırlatır.Tufan kopmuştur, kainat yeni baştan yaratılmıştır ve 'yaşıyor olmak gerçeği Özel'e savaşıyor olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Belki de bu yüzden içi rahattı, her şeyi gördüğü için…
Dünyayı didikleyen bir zihindi İsmet Özel'inki.Taşrada içi kitap dolu bir evde ve kendisinden büyük beş kardeşe sahip bir zihin.Özel'i yetiştiren şeylerin belki de en kuvvetlileri bunlardı. Çünkü "merak bir devrimcinin hazırlığı"ydı ve bu merakı en iyi kamçılayan şey kitaplardı..
Ağabey ve ablalarının yüksek bir eğitim seviyesinde oluşu Özel'e her zaman olumlu bir etki sağlar.Çünkü kitaplarla olan bağı çok erken yaşlarda kurulur."Okumayı seven bir çocuk olduğum için okuduklarım dolayısı ile dünyam da değişti."der, kitap için verdiği söyleşide.Hangi ağabeyinden kaldığını hatırlamadığı ülkeler coğrafyası kitabını daha 2. 3. sınıftayken okumuştur zira..
"ey merak, ey zafer haykırışı"
(Muş'ta Bir Güz için Prelüdler,Yeni Dergi,Ocak 1969)
Kardeşleri İsmet Özel üzerinde son derece olumlu bir etki bıraktıysa da anne-babası ile arasındaki yaş farkı da "kuşak farkı" etkisi yaratır.Bu durum şairin 'ben'inde bir takım "huzursuzluklar" meydana getirir.Daha çok ilk dönem şiirlerinde görülen bu durum şairin çocukluk yıllarına düşen bir gölge gibidir."Ben babamla o öldükten sonra yakınlık kurabilmiş olan biriyim" diyerek babası ile arasında belki de yeterince telafi edilmemiş sevgiye ve şefkate işaret eder. Ne de olsa "sözlerinin anlamı ve bilmek ürkütür şairi ama yine de biliyorum der,çünkü kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda."
Çocukluk, insanın hayatla ilk karşılaşma vazifesini giderdiği için sonraki dönemlerde de bu vazifenin tecessümlerini hisseder insan..Bu yüzden İsmet Özel'in yirmili yaşlarda kaleme aldığı ilk kitabı "Geceleyin Bir Koşu"daki imgelemler, çocukluğunda ve altmış yaşını geçtikten sonra yazdığı şiirlerde de görülür.
"Ölüler beni serinliğe yakıştırmaz
çünkü kimse çıkmak istemez bu mevsimden dışarı
çünkü bitkinliklerini günden saklar ekinler
ekinler çocukların en rahat uykuları"
("Yorgun",Geceleyin Bir Koşu,s.7)
"Her yazığım dizenin kendimce bir hikayesi var" diyen şair, yazdığı ilk şiirin ilk mısrasını hatırlatır bize bu dizelerde.Ne de olsa "şair dünyadan alır ve dünyaya verir." ya hani…
"Çocuklar sadece ailelerinin değil aynı zamanda çevrelerinin de birimidirler."Baba Ahmet beyin memuriyeti sebebiyle bir çok şehir gezen Özel ailesi taşradan şehire kadar bir çok iklimi tevarüs etmiştir. Tabi bu durumun İsmet Özel üzerindeki etkisi de kaçınılmazdır.Kendisi için büyük zenginlik olarak gördüğü bu durum şiirlerine de yansır.Bir tarafta 'anadolu toprağının işlenmiş vasfı' diğer tarafta 'şehrin insanları'…
Önceleri taşrada doğmuş, ilkokul yıllarını taşra kültürü içerisinde geçirmiştir ancak taşranın imkansızlıklarından ve bu kültürün bir çocuk üzerinde yaratacağı pasif/silik/sinmiş etkiden muaftır.Çünkü dünya ile hak edilmiş bir bağ kurabileceğine olan inancı tamdır Özel'in.Öyle ki daha 2. sınıftayken öğretmenlerinin baskın bir tavır sergilemelerine bile karşı çıkar.Bu tavır ileride "kadirşinas itaatsizlik" adını verdiği davranış biçimini ortaya çıkaracaktır. Hayatı bu şekilde "karşı oluş" tavrı ile algılamak, onun "anti-konformist" oluşuna da kaynaklık etmiştir. İlk şiirlerinden son şiirlerine kadar sergilediği bu "uymacı olmayan tavır" İsmet Özel'in şiir evreninin gökkubbesini oluşturur.
"evet ilmektir boynumdaki ama ben
kimsenin kölesi değilim
tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya
tarantulaymış benim adım diyecek değilim
tam düşecekken tutunduğum tuğlayı
kendime rab bellemeyeceğim
razı değilim beni tanımayan tarihe
beni sinesine sarmayan tabiattan
rıza dilenmeyeceğim"
(Of Not Being A Jew)
İsmet Özel ilkokulu bitirip babası da emekli olunca önce Çankırı'ya dört yıl sonra da Ankara'ya yerleşirler.Ankara'nın kültür ve sanat ortamından bir hayli etkilenen Özel, bu dönemde hem dünyayı hem de şiiri kavrayış açısından köklü değişikler yaşar.Sosyalist ve şair olmaya bu zaman diliminde karar verir.
"Nasıl bir dünyada yaşandığı" sorusunun ardı sıra gider İsmet Özel."Ruhça kaba ve insan ilişkileri bakımından yıkıcı" olan maddeperver insanların hareket alanlarını fark eder ve kendi çizgisini de bu farkedişe göre düzenleyecektir.İzini sürdüğü fikirlerin esasiyetine yönelik bir "bilinçlenme/aydınlanma" gayretine girer.Şiiri "esas uğraş" olarak gördüğü ve onun yörüngesinde yaşamını sürdürdüğü bu dönemde düşüncelerine sağlam bir zemin arama ihtiyacı hissetmiştir.Ta ki "müslümanlığı gündemine sokar."İnancı tanımalıydım, her şeyin bilgisini edinmeliydim diyen şair, mutlak bir varlık bilincine erişmez ve bu çaba kendisine "cumhuriyet okullarında eğitim görmüş bir kimsenin İslamî metinlere yaklaşırken elverişsiz bir konumda" olduğunu gösterir.Elden düşme kültürün dayattıklarına karşı çıkan ve mecbur bırakılmışlıklarına karşı duran Özel, bu "geri plan kültüründe" okuduğu kitabı anlamlandıramaz.Din duygusu ile irtibatını keser.'Ne de olsa elden bırakılmış kültür hiçbir şeyi anlamak için yeterli değildir.' çünkü
Üniversite yıllarına çocukluğundan beri almış olduğu eğitimin getirisi olan "uyanıklık/ayıklık" etkisi daha da kuvvetlenmiştir.
"ben merd-i meydan
yani toprağın ve kanın gürzü
güllerin bin yıllık mezarı bendedir
yukarıdan bakarım efendilerin pusatlarına
insanların bütün sabahlarını merak ederim
gök hırpalanmaktadır merakımdan
Itır kokan benim yumruklarımdır
benim kavgamdır o, aşk diye tanınan"
(Evet,İsyan)
1960'lı yılların bulanık havasında üniversiteye başlayan şair, kısmî olarak babasından aldığı "kadirşinas itaatsizlik ve tevarüs edilmemiş asalet" dediği bir koruma tavrı vardır.Cumhuriyet döneminin halk üzerinde bilhassa bürokrasi üzerinde meydana getirdiği etkiyi İsmet Özel şüpheyle karşılar.Özellikle taşrada memurlara karşı gösterilen bu itibarı Özel son derece saçma ve sahte bulur."Ben çocukluğumdan beri bu sahteliğin acısını tattım." diyen şair, bu durumun kendisine vaad ettiği huzursuzluğu her daim 'ben'inde hisseder fakat "insanın kendisini aristokrat olarak sayması ruhuna büyük bir genişlik" verecektir.Hiç kimseye minnet etmeden yaptığı kadirşinaslık ve anti-konformist tavır,devrimci bir duyarlılığa bürünmüştür artık.
Siyasal bilgiler fakültesinde iken "komunist" ,"dinsiz" olarak yaftalanmasına rağmen o sosyalizan görüşlerini ifade etmekten geri durmaz.Bu tutumu fakültede dikkatlerin üzerine toplanmasına sebep olmuştur.Bir müddet sonra TİP'e koydolan Özel artık "müseccel bir komünist" de olmuştur hatta..
Türkiye İşçi Partisi'ndeki bir kısım insanların kendisi gibi düşünmediğini anlar İsmet Özel.Bu düşünsel ayrımın en keskin çizgisi ise Türkiye'de gerçekleşmesini arzuladıkları sosyalist yönetimin ne şekilde olacağıdır.Özel bu durumun halkın desteği ile gerçekleşeceğini düşünse de TİP'de gözlemleyip yaşadıkları onda"herkesleşmek/sıradanlaşmak" tehlikesi yaratır.
"karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
aşklarım inançlarım işgal altındadır
tabutumun üstünde zar atıyorlar
cebimde adreslerden umut kalmamıştır
toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar
denize yaklaşınca kumlar ve çakıllar
geçmiş günlerimi aşağılamaktadır"
(Kanla Kirlenmiş Evrak)
Siyasi havanın yoğun bir şekilde teneffüs edildiği Siyasal bilgiler fakültesinde,Özel'in yakın çevresi "sosyalizmi sadece iktidarı ele geçirme mazereti" olarak gördükleri için, o kendisini bu ortamın dışında görür.Onun bu dönemde kafasını meşgul eden şey "Hayatını dokunulur kılmaktır." ve sonrasında ise okulu bırakmaya karar verir.Hemen ardından da askerlik yapmaya başlayan Özel, 1967'lerin kaotik siyası ortamından biraz olsun uzaklaşmış olur.Hatta şiirle olan irtibatını öylesine sağlamlaştırır ki bu dönemde en verimli şiir zamanlarını yaşamıştır."Halkın sağlığı, ülkenin milli birliği üzerine ciddi kaygılar taşıyan Özel'in; başımıza ne gelecek kaygısı yüzünden, bir gecede başına aklar düşmüştür.
Emperyalizme karşı sadece halkın değerlerine sahip çıkarak karşı durabileceğini ifade eder ve "halktan uzaklaşmış, onun değerlerine yabancı kalmış sanat ister istemez emperyalizmin aleti olmak zorunda kalacaktır." diyerek bu konudaki net tavrını ve duruşunu da sergiler.
"Ağlamadan
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmayıp aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum"
(Mazot)
Yayın sürecinde büyük bir özveri ve heyecan gösterdiği "Halkın Dostları" dergisi sıkıyönetimce kapanmasından sonra İsmet Özel Üniversite yıllarında yaşadığı "huzursuzluklar" 'ben'inde tekrardan hissetmeye başlar.Yaşadığı ruhsal bunalım kendiliğine yönelmesine sebep olur.Behramoğlu ile mektuplaşmalarından bu durum çok net bir şekilde okunabilir hatta.Yurt dışında eğitimini tamamlamak ister, bu sefer de pasaport sıkıntıları yaşar.Bu dönemde Akdeniz'de geziye çıkan şair tam olarak "kendine kıyma psikozuna" girer.
Nihayetinde her yeni doğum, elim sancıların kucağında gerçekleşecektir.Ruh dünyasında meydana gelen bu tıkanıklığı şöyle ifade eder Özel:"(…)Duygularım, içgüdülerim,tasarılarım.Her şey büyük bir karmaşa ile üstüme çullanıyor.Hayat karşısında acıdan çok bulantı duyuyorum bu bir gerçek.Bazı ön yargılar adına yalana sapmak benden uzak olsun.Yalnızım ve en kuvvetli tarafım da bu…"Bütün çağların belki de en büyük belası olabilecek olan "insanın dünyadaki yerinin anlamlandırılması ve bu anlamın kaybedilmesi" Özel üzerinde de derin tesirlerini hissettirecektir.Tarih, 12 Mart-27 Mayıs 1971'li yıllar…
Esasında İsmet Özel çektiği sıkıntının sebebini biliyordur."Çok duyarlı olmak." ve tabi "kendi mantık düzeyine yakın bir dosttan yoksun olmak" 12 Mart 1971 sonrası çekildiği 'inziva' ile Özel, düşünmenin gücünü yakalamaya çalışır.Fiili olarak değilse de fikri olarak çekildiği bu inziva, ontolojik kaygılarını gidererek varlığını raptedebileceği bir zemin yaratmış ve varoluşsal selamete kavuşmuştur. "Müslüman olmak kendimi bildim bileli içine düştüğüm yalnızlıktan beni çekip kurtardı." diyen şair, bu fikri doğuşunu yine hayatını damıttığı bir başka şiirle, "Amentü" diyerek karşılar.
"Hayat
dört şeyle kaimdir, derdi babam
su ve ateş ve toprak.
Ve rüzgâr.
ona kendimi sonradan ben ekledim
pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu
ham yüreğin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
varoldum kayrasıyla Varedenin
eşref-i mahlûkat
nedir bildim."
(Amentü)
Kur'an'a bağlanmakla varoluşsal güvenliğine kavuşan İsmet Özel,artık insanın nerenin yerlisi olduğuna ve yaratılmışların eşrefinin ne demek olduğuna malik olmuştur..
Bir televizyon programı söyleşisinde"Benim yaptıklarımı aslında herkesin yapması lazım diyen şair, bütün ömrü boyunca hain ve nankör olmaktan kurtulmaya çalışır.Yine kendi deyimi ile bu topraklar ona ne kazandırdıysa en azından bir kısmını bu topraklara iade etmek istiyorum der zira bütün derdi de bundan ibarettir…
"Öldüğüm zaman bir hain, bir nankör, bir kendi sevdasına düşmüş biri olarak ölmek istemiyorum."Bana kalırsa İsmet Özel'in devrimci duyarlılığı ile dünyayı selamladığı en güzel ifadesi budur.Neden selamladığı diyorum çünkü “selam” kelimesi Arapça kökeni itibariyle 'sağ ve sağlam' olmak anlamlarına da gelir.Bu yüzden bu durumun en net ifadesi bence tam olarak budur…
İşte bu kitap da sözümün yettiğince anlatmaya çalıştım İsmet Özel'in hayatına ve hayatından damıtılan şiirine yazılmış muhteşem bir akademik çalışmanın karşılığıdır.
"cesur ve onurlu diyecekler
halbuki suskun ve kederliyim" diyen şairin, suskunluğuna ve kederine ortak olmanın belki de en iyi yolu şiirlerinden geçer.
Varoluşunu anlamlandırmaya çalışırken şiire büyük önem veren İsmet Özel'i anlamak,şiirleri ile kaimdir diyorum ve bu uzunca incelemeyi sonuna kadar okuma gayreti gösterdiğiniz için teşekkür ediyorum:)
12.06.2022