32 yaşımda tanıştım Necati Cumalı ile... Ah dedim ne kayıp.. Nasıl hiç duymamışım adını, duysam bile dikkat etmemişim. Necati Bey, 1940/50 arasını her yönüyle öyle güçlü hissettiriyor ki okurken bazen tütün işçisi, oğlunu savaşa gönderip radyo başında adını duymamak için dua eden bir baba, toprağında ki bir adet ağacı dahi 'toprak ağası' tefecisine kaptırmamak için mücadele eden köylü, ahlak olarak iki uçta yaşayan avukat oluyorsunuz. Üçlemenin üç kitabı da muhteşemdi. Lakin Yağmurlarla Topraklar hep gözbebeğim olarak kalacak.