Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

304 syf.
·
Puan vermedi
Çocuk kitabı olarak düşünülen bu kitap aslında içerisinde ciddi bir kapitalizm eleştirisi barındırıyor. Çocuk kitabı gözüyle bakmadan sosyolojik açıdan ciddiye alınıp okunması gereken bir kitap olduğu kanısındayım. Büyük bir kentin tiyatro harabesinde yaşayan, nereden geldiğini, ailesini hatta yaşını bile bilmeyen Momo adlı kız çocuğunun etrafında yaşayan halkın onu fark edip sevmeye başlayarak yaşadığı harabeyi güzelleştirme süreciyle başlıyor kitabımız. Momo'yu yetimhaneye yerleştirmek isteseler de orayı sevmediği ve kalmak istemediğini, kendisinin bakıma ihtiyacı olmadığı ama insanların kendisine ihtiyacı olduğunu söylerek kabul etmiyor. Burada bence bireylerin, çocukların topluma kazandırılamaması onlardan bir ömür çalsa da toplumdan daha fazlasını götüreceğini anlatıyor. İnsanlar her gün ona yemek götürerek onu destekliyorlar. Zaman geçtikçe insanlar Momo'yu dertleşecekleri birisi olarak görmeye başlıyorlar. Burada da modern dünyanın insanları çalışmaktan dertlerini anlatamayacak, dost bulamayacak hale getirmesine atıf yapıyor. Momo insanların derdini onları yadırgamadan, yargılamadan kucaklayıcı bir şekilde dinlediği için insanların sevgisini kazanıyor. Hatta iki karakterin farkındalık kazanmasını sağlayıp küslüklerini bitirip barışmalarına sebep oluyor. Artık insanlar arasında "Bugün Momo'ya uğradın mı?" sorusu yaygınlaşmaya başlıyor. Civarın çocukları da Momo'yu ziyarete gidip onunla birlikte hayali oyunlar oynamaktan keyif alır hale gelip oyuncaklarla oynamaktan vazgeçer duruma geliyorlar. Aslında buradan da çocuk gelişimiyle ilgili bir mesaj çıkarabiliriz. Çocukların köreltici oyuncaklar yerine hayal dünyasına ve başka çocuklara ihtiyacı olduğunu çok başarılı betimlemelerle anlatıyor. Okullara gitmekten çok Momo'yla vakit geçirmek isteyen çocuklar üzerinden eğitim sistemi eleştirisini de görebiliyoruz. Çocukların hayal dünyasını öldürerek tek tipe indirgemenin yanlışlığından haklı olarak dem vuruyor. Zamanla Momo'nun ziyaretçisi bitmez hale gelip etraftaki herkes bu kızın arkadaşı oluyor. Momo'nun en yakın iki arkadaşı ise yaşlı bir çöpçü olan Beppo ve genç bir turist rehberi Gigi. Beppo ve Gigi'nin karakterleri birbirinden çok farklı olmasına rağmen Momo ikisine de çok yakın. Her şey güzel giderken zaman tasarrufu şirketi adı altında sigara içtikleri için duman adamlar diye tabir ettikleri insanlar ortaya çıkıyor. Duman adamların insanların boşa vakit harcadıklarını ve çalışmaları gerektiği konusunda baskı yapması yönüyle kapitalizmi temsil ediyor. Bu adamların yaptığı işlerden bir tanesini örnek vermem gerekirse yaşlı annesiyle ilgilenen birisine çok zaman kaybettiği gerekçesiyle annesini huzurevine göndermeye ikna etmeleri ve sevdiği kadının da zamanını çaldığı bahanesiyle onunla daha az ilgilenmesi, tahammülsüzleşerek arasının açılmasına sebep oluyorlar. Burada okurlarına fark ettirmeye çalıştığı nokta sevdiğiniz insanlara dünya telaşından ne kadar zaman ayırdığını sorgulatmak. Gerçekten düşündüğümüzde iş, okul, ev işi gibi konularda yorulduktan sonra ailemize, arkadaşlarımıza, aşka ne kadar zaman ayırdığımızı ve zaman ayırdığımızda bunun bizim gözümüze batıp batmadığını, eğleneceğimiz mutlu olacağımız süreyi vakit kaybı olarak görüp görmediğimizi fark edebiliriz. Duman adamların da hikayede insanları zehirlediği "İnsanın zamanı yalnız kendine ayırdığında tasarruf edeceği" yanılgısına düştüğümüzü bu kitapla fark edebiliriz. Kitaba döndüğümüzde şirketin başarısı sayesinde insanlar birbirlerine karşı soğuklaşmaya başlıyor. Yazar içinde bulunduğu batı toplumunu bireyselleşme üzerinden çok güzel bir şekilde eleştiriyor. İnsanları tek tek sevemeyip bu çirkin tarafını insanları toptan sevmeyi öğütleyerek kapatmaya çalışan hümanizm akımının dokunulmazlığına güzel bir darbe vurarak dokunulabilir hale getirmeye çalışıyor. Süreçte Momo da yalnızlaşarak bu durumdan etkilenmeye başlıyor. İki yakın dostu ve çocuklarla birlikte bu duruma tepki göstermek için yürüyüşe çıkıyorlar fakat duman adamlar tarafından bastırılıyorlar. Duman adamlar bu durumu düzeltmek için çocuk depoları yani kreşleri çözüm olarak getiriyorlar. Aileleri yanlarında yokken çocuklar buralara bırakılıyor. Momo iki dostuyla kalınca dostlarını da onun yanından almak istiyen duman adamlar Gigi'yi meşhur ederek Momo'nun yanından ayırıyorlar. Beppo'yu da hapise attırarak Momo'yu yalnız bırakıyorlar. Yine kapitalist düzene çok büyük bir eleştiri yapılıyor bu olayla. Düzene karşı gelirseniz suçlu gösterilerek bastırılacağınızı yada düzenin içinden küçük bir dilim pay verilerek farkında olmadan düzene bağımlı hale getireleceğinizi anlatıyor. Devamında duman adamlar Momo'yu da kendi saflarına katmak için gittiklerinde kalıplarına uymayan bir çocukla karşılaşıp kendi sırlarını Momo'ya kaptırıyorlar. İşin burasından sonra hikaye mistik olguları kullanan bir şekle evrilmeye başlıyor. Duman adamların sırrı insanların tasarruf ettiği zamanları çalarak yaşamaları eğer zamanlar olmazsa yaşayamayacaklar. Tıpkı kapitalizm gibi başkalarının emeğini sömürmeden, çalmadan var olamayacaklarına bir gönderme bu sır. Bunun üzerine Momo'nun sırrı açıklamaması için peşine düşüyorlar. İki gizemli fantastik karakterin devreye girmesi ve iyi kötü mücadelesiyle kitap son buluyor.
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201765,6bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
3.068 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.