Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

C. Câmî'nin iki şiiri yayımlanır. Devrimize başlıklı şiir 1952'de yayımlanmış olmakla birlikte, 1949'da Göztepe'de yazıldığı belirtilmiştir. Takma ad olduğunu sandığımız C. Câmî hakkında bilgimiz yoktur. Devrimize şiiri murabba şeklinde yazılmıştır. “Elden gider” redifini kullanarak, Osmanlı döneminde aynı redifle yazılmış şiirlerle ilişki kurar: Sanma dostum bunca gayret bir dilim ekmek için, Bakmasan yorgun düşer can, âfiyet elden gider. Çok mu gördün bir karış toprakla yırtık şalvarı? Ben koyun sen kurt olursak ünsiyet elden gider. Bütçe denk olmak gerektir; zamma başvur, vergi yaz, Her şeyin bir haddi vardır; artık insaf et biraz. Gönlü hoş tut, halka boş ver, dosta bahşet imtiyaz Saltanat hoş amma bir gün cem'iyet elden gider. “Gün bu gün” “yazboz” usuldür, şişko beyler dalgada, Bel kırıp dîvan durur erkân, maiyyet arkada. Gayr-i meşrû bol kazansın gayr-i millî bankada, Hep dolap döndürmek olmaz emniyet elden gider. Geldi mister, gitti mister, çek ziyafet, ver rapor İsraf ettik, vergi biçtik; borç alıp kırdık rekor. Bence “yardım marka” yükten kalkabilmek hayli zor; Borç ödenmez haczederler, mülkiyet elden gider. Hasta, yoksul, öksüz, işsiz derdi deryâ herkesin, Yâ sabur çeksin fakirler, yağlılar havyar yesin. Câmi, her yer gül gülistan çıkmasın nâhoş sesin; Sille yersin zülf-i yardan hürriyet elden gider. İstanbul başlıklı şiir gazel şeklindedir. Nedim'in meşhur İstanbul Kasidesinin ilk mısraını iktibas ederek başlar: " “Bu şehr-i Sitanbûl ki bî-misl ü bahadır..." Akmış koca yıllar o devir şimdi rüyâdır. Gitmiş o devir yurda bırakmış nice âsâr, Heyhât; duvar dipleri çöplük ve helâdır! Milyon dökülen çok binalar kaydı temelden Îmar kodaman gözlere tozpembe cilâdır. Yaptık da spor, sergi ve bilmem ne saraylar Öksüz mü adâlet? Yeri yıllarca nizâdır. Zam üstüne zam, vergiye zam, her şeye bindir, Eyvah bu mu tedbir? Bu ne püsküllü belâdır. Mecliste “Bakan” süslü beyanat vere dursun, Teftiş, köşelerden dolaşan bâd-ı sabâdır... Halk tozlu tramvayda balık istif hala, Süt, et, su, ışık, yol işi mevzuu dehadır. Memurlara bir ömre bedeldir "gecekondu" Erbabı ticaretse saraylarda kekadır Hot sosyetenin dünyada yok zevkine payan Eğlence, kumar, süs, balo, işret ve zinadır, Bir yerde bulunmaz, ne yeter bilgi, ne ahlak, Mektepliye irfan yeri çay, maç, sinemadır, Bıktım şu moruktan, "Hello darling! Mimi Gudbay!" Jikletli ağızlardan uçan züppe nidadır. İşsiz kafa, kol, el: dolu ayyaş, eroinman, Açlık ve sefalet ve verem akla sezadır İş bulmalı dersen tepeden inmeli torpil, Her çağda "geçer akçe" tabasbus ve riyadir! Bir müşkülün var ise devlet kapısında Git gel ile tatbik edilen cevr ü cefàdır, Gelmiş geçecek sen yine Cami'ye kulak ver: "Båki kalacak kubbede yalnız bu sedadır..." Her iki şiir de, dönemin eleştirisi niteliğindedir. Devrimize şiirinde söylendiğine göre, insanlar bir dilim ekmek için çırpınır. Yöneticiler, insanlara bir karış toprakla bir yırtık şalvarı çok görürler. Denk bütçe hazırlamak bahanesiyle zamma başvururlar, vergileri artırırlar. Eş dosta imtiyaz bahşederler, halkı düşünmezler. Gününü gün eden şişko beyler dalgada iken, etrafındakiler arkada bel kırıp divan dururlar. Yoksullar ya sabır çekerken, zenginler havyar yemektedir. İstanbul şiiri, Nedim'in öve öve bitiremediği eski İstanbul'un artık bir rüya olduğunu belirterek yaşanan olumsuzlukları dile getirir: Duvar dipleri çöplük ve helâdır. İmar denilen şey kodaman gözlere çekilen tozpembe ciladan ibarettir; milyonlarca paraya yapılan birçok bina temelden kaymıştır. Adalet sarayları yapılsa da adalet öksüzdür, yıllardır niza içindedir. Tedbir adına yapılan tek şey her şeye zamdır. Bakan, Meclis'te süslü beyanatlar verirken, yapılan işler hakkıyla denetlenmemektedir. Halk, tozlu tramvaylarda balık istifi hâlinde gidip gelir. Et, süt, yol, su, elektrik problemleri devam etmektedir. Memurlar ömür boyu gecekondulara mahkûm iken, tüccarlar saraylarda yaşamaktadır. Yüksek sosyete eğlence, kumar, süs, balo, işret ve zina ile zevk sürmektedir. Yeterli bilgi ve ahlâk bulunmamakta; mektepliye irfan yeri olarak çay, maç ve sinema gösterilmektedir. İnsanlar işsizdir. Her taraf ayyaş ve eroinmanlarla doludur. Açlık, sefalet ve verem yaygındır. İş bulmanın yolu ya tepeden inme torpil, ya da yaltaklanma veya riyadır. Şu beyit, Serdengeçti'nin Asri Aile şiirinin etrafında döndüğü konu ile aynıdır: Bıktım şu moruktan, "Hello darling! Mimi Gudbay!” Jikletli ağızlardan uçan züppe nidadır
252 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.