Aytmatov'un ustalığını sergilemiş olduğu bir eser daha... Pek çok konu hakkında insanı düşündüren bu eser, yazarın romandaki gerçekliği okuyucuya aktarmadaki başarısını gösterir nitelikte. Aytmatov'un coğrafya betimlemelerini, kahramanların psikolojik tahlillerini ve olaylar arası geçişlerin dengesini bu kadar ustaca kurmuş olması romanı bir solukta bitirmeme neden oldu. Yazarın diğer eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de savaşın açmış olduğu derin yaraların izlerini görüyoruz. Romanda Kazak bozkırında cepheden döndükten sonra Boranlı'da tren istasyonunda çalışan Yedigey'in hikayesi anlatılmaktadır. Bazı anlar vardır insanın hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçer gider. Yedigey bu durumu dostu Kazangap'ın ölümü üzerine onu Ana Beyit mezarlığına götürürken yaşar. Kimsenin yaşayacak kadar tahammülünün olmadığı, deyim yerindeyse kuş uçmaz kervan geçmez diye tabir edilebilecek bir yer olan Boranlı'da geçen Yedigey'in zorluklarla, acılarla dolu anıları bir bir gözünün önüne serilir. Geçmişine dair hatırladığı bu olaylar yüzünden o gün Yedigey için "asra bedel bir gün" olur. Olumsuz olarak eleştireceğim tek nokta şu ki kitabın sonu ben de biraz hayal kırıklığı yaşattı. Sanki gelişigüzel bir şekilde son verilmiş gibi havada kalmış. Bu durum kafamda bazı soru işaretleri oluşturdu. Yine de anlatılan olaylarda kendimizden bir çok şey bulacağımız, hayata dair işimize yarayacak dersler çıkaracağımız kısımlar var. Her okuru derinden etkileyeceğini düşündüğüm bir kitap bu yüzden kesinlikle okunmalı. Eserde de yansıtıldığı gibi zamanın ne kadar hızlı akıp gittiğini belirten bir alıntıyla incelememe son vermek istiyorum. "Saatler sessiz, hareketsiz akıp gidiyordu. İhtiyar bir insanın ömrü de böyle gelip geçerdi. Artık ağlamak, üzülmek neye yarar..." s.39

Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202145,6bin okunma

·

128 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Fadime Çağlar