Ah Martın, ah! Sen bunu asla haketmiyordun... Kitap mükemmel bir kitaptı. Sonu çok kötü olsa da... Düşününce gözyaşlarını tutamıyor insan. Martın kendime örnek aldığım bir insan oldu. Kendi fikirlerini açıkça, utanmadan, sıkılmadan söylemesı çok hoşuma gitti. Düşünceleri, fikirleri bence çok değerliydi. Martın bence mükemmel bir adam. Kitabı kısaca özetlersek; Martın, okumamış başka bir deyişle cahil. Denicilik mesleğini yapıyor. Ruth ise üniversite okuyor o zamanlarda. Peki Martın ile Ruth'ın yolları nasıl birleşti? Martın, Arthur'u bir olaydan kurtarıyor. Arthur ile Ruth yakın oldukları için de Martın ile Ruht'ın yolları birleşiyor. Martın, Ruth'ı görür görmez aşık oluyor. Martın'ın dilbilgisi korkunç denecek kadar kötü. Ruth ise edebiyat fakültesinden mezun olmuş. Bu kitapta da "sınıf" farkı var. Martın, sırf Ruth ile yakınlaşmak için dilbigisi öğrenmeye, kitap okumaya, kütüphaneye gitmeye başladı. Biraz da şaşkınlık içinde okudum desem yalan olmaz. Çünkü Martın'ın gelişimi o kadar hızlı ki... Çok çabuk öğreniyor. Bir zaman sonra kitap yazmaya karar veriyor ve kitap yazıyor. Kitaplarını hemen hemen herkes (tanıdıkları) okuyor. Ve ona "Neden kitap yazmak yerine kendine bir iş bulmıyorsun?" ya da "Düzgün bir iş bul kendine!" diyorlardı. Yani o kötü günlerinde yanında sadece kendisi vardı. Bu gibi söylemlerde bulunan kişilerden birisi de Ruth idi. Martın kitaplarını dergilere gönderiyor ama hiçbirini de satamıyor. Her dergiden red yazıları geliyor. Martın sefalet içindeydi. Açlık çekiyordu. Ve onu gören, onu bilen bir tek Maria idi. Bu sırada Martın ile Ruth nişanlanmışlardı ama ne Bay Morse ne de Bayan Morse buna izin verirdi. Zaten Ruth, ailesi yüzünden nişanı attı. Tabii Martın bunun sonucunda sarsıldı. Artık hissizleşmeye başlamıştı. Hayattan keyif almıyordu artık. Bundan sonra da Martın'ın hikâyeleri basılmaya başlamıştı. Bir iki ay önce olsaydı Martın kesinlikle çok fazla heyecanlanırdı. Ama bu olaylardan sonra (Martın'ın yakın arkadaşının intihar etmesi ve Ruth ile ayrılmaları) hiçbir tepki vermedi. Önceden sadece dört saat uyuyan Martın artık gün boyu uyuyordu. Artık hayatta tutunacak tek bir dalı yoktu. Martın'ın kitapları basılmaya başladığında para sahibi olmaya da başlamıştı. Bunun sonucunda da adı herkes tarafından bilinmeye, herkes tarafından (Bay ve Bayan Morse dahil) yemeğe davet ediliyordu.Menfaat ilişkisi diye düşünüyorum ben Martın gibi. Kitabın 441. sayfasında ise şöyle söylüyor Martın; "O kitaplar yazılmıştı! O zaman beni aç bırakan, evini yasak eden ve düzenli bir işe giremiyorum diye lanetleyen siz, şimdi karnımı doyuruyorsunuz. Halbuki eserlerimin hepsi o zaman yazıldı. Şimdi sizin aklınızda, benimse ağzımda evirip çevirdiğim, ama hiçbirimizin asla dile getirmediği bu düşünceler yerine ne söylersem saygıyla dikkat kesiliyorsunuz. Ağzımı açıp gözümü yumsam, suratınıza karşı topunuz çürümüşsünüz; içiniz yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle dolu diye konuşsam öfkeden kudurmak yerine kem küm edip isabet buyurdunuz dersiniz. Neden? Çünkü ünlüyüm, çok param var. Martın Eden olduğum, iyi biri olduğum ve salak sayılmayacak biri olduğum için değil. Size desem ki gökteki ay bir kalın peynirdir, hemen bu fikrin müridi olursunuz, olmasanız da reddetmezsiniz, çünkü benim dağlar kadar dolarım var. Hem de hepsini uzun zaman önce kazandım, çünkü eserlerimi yazmıştım; tam da ne zaman, size diyeyim, ayağınızın altındaki toz gibi üzerime tükürdüğünüz zaman." Aslında Martın'ın söylediği şey herşeyi açıklıyor. Denize tekrar açılıyor Martın. Bu sefer kaptan olarak. Niye? Çünkü parası var. Uyumak istiyor ama uyuyamıyor bir türlü. Bir şiir kitabı alıyor ve okumaya başlıyor. Şiir şöyleydi; "Bunca şevkle tutunmaktan hayata, Servest kalmış korkudan, ümitteb, Kaçar ve şükrederiz tanrılara; Bu lütuf geldiyse hangisinden, Bir canlı sonsuza dek ömür sürmez. Ölü adam hiçbir zaman dirilmez En yorulmuş nehir bile dinlenmez Denize ulaşmadan salimen" Bunu okuduktan sonra Martın kendini denize bırakıyor. Ben seni çok sevmiştim Martın, çok sevmiştim...

Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,6bin okunma

··

317 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zamane Kontu