Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

250 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Bir kış gecesiydi. Kapı çaldı ama görünürde kimse yoktu. Sadece bir ses vardı. Bebek ağlaması... Sepetin içinde battaniyeye sarılmış bir bebek vardı. Küçük bir kağıtta "Adı Enke" yazıyordu. İşte Enke 'nin hikâyesi böyle başladı. Bay ve Bayan Uney onu öz çocukları gibi sevdiler ve yetiştirdiler. Enke kendini bildiği bileli burada bu güzel insanlarla yaşıyordu. Ta ki bir mektup gelip hayatlarını değiştirene kadar... Mektupta Enke için sorumluluk vakti olduğu yazıyordu. O aslında dünyamız için çok önemliydi. Yakında on beş yaşına basacağı için babası onu almaya gelecekti. Gerçek ailesini hiç görmeyen Enke şimdi ne yapacaktı? Dünya için bu kadar önemli olan sorumlulukta neydi? Bir süre sonra duydukları gürültü ile dikkatleri dağıldı. Evin üzerinden bu kadar gürültülü ne geçebilirdi? Hemen dışarıya çıktılar. Korku ve telaş yüreklerine çöreklenmişti. Babası Finn bir şeyin üzerinden indi. İndiği şeyin başı kartalı anımsatıyordu. Ön ayakları kartal pençesi, arka ayakları ise aslan pençesiydi. Uzun bir kuyruğu vardı. Ucu da bir oka benziyordu. Boyu ise yetişkin bir at kadardı. Bu ne kadar farklı bir canlıydı? Finn, oğlu Enke ve onu büyüten ailesine bazı açıklamalarda bulundu. Bir konakta yaşadığını ve oğluyla beraber oraya gitmeleri gerektiğini, artık sorumluluk vaktinin geldiğini söyledi. Enke "Mistik Konağın Koruyucusu" olacaktı. Fakat bir sorun vardı. Konak biraz ürperticiydi. Çünkü dünyada serbest dolaşan canavarlar konağa hapsediliyordu. Burada onu çok büyük bir sorumluluk bekliyordu. Peki bundan sonra neler yaşandı? Konakta Enke'yi neler bekliyordu? Hepsi ve daha fazlası kitabın içerisinde yer alıyor. Okursanız sorularınıza daha net cevaplar bulabilirsiniz. Kitap ile ilgili düşüncelerime gelecek olursak yazarımızın kalemini yaratıcı buldum. Sunduğu fantastik evren etkileyiciydi. Kitabımızın 8 yaş ve üzerinin okuması için uygun olduğunu belirtmek isterim. Çocuklarımızın da bu seriyi keyifle okuyacağına eminim. uzmpskdangizemkolcak 'ın "Ben olsam bu hikâyeyi bir animasyona dönüştürürdüm." cümlesine de sonuna kadar katılıyorum.
Mistik Konağın Koruyucuları
Mistik Konağın KoruyucularıOnur Ömer Düzgün · 2020102 okunma
··
497 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.