Norveçli oyun yazarı Henrik Ibsen’in 1879 yılında kaleme aldığı oyun metni, yazıldığı dönemde büyük tartışmalara sebep olmuş. Sebebi ise hayatının o dönemine kadar bir çocuk, anne ve eş olmaktan öteye gidemeyen Nora'nın kendini keşfedip birey olma yolunda adım atmasıdır. Günümüzde bile kadınların bir birey olma düşüncesinden önce anne ve eş kimliğinin ön plana çıkarıldığı göz önüne alındığında o zamanlar için oldukça sert bir eser olduğunu söyleyebilirim.
Oyun metninde erkeğin kadına söylediği sevgi sözcüklerinde bile onun her zaman korunmaya muhtaç bir yapıya sahipmiş imajı verildiğini görebiliyoruz. Kendi başına düşünemeyen, ciddi kararlar alamayan ve aslında bir evcilik oyunu oynayan bir kadın figürü verilmiş kitapta. Yaşanan bir trajedi sonunda ise bu oyunu farkedip bebek evinden çıkıp giden Nora'yı göreceğiz.
Dilini, akıcılığını, kurgusunu çok sevdiğim bir oyun metni oldu.
"+ Her şeyden önce bir anne ve eşsin.
- Artık buna inanmıyorum. Her şeyden önce, senin gibi benim de bir birey olduğuma inanıyorum ya da en azından öyle olmayı deneyeceğim."