KARANLIKTAKİ ADAM / PAUL AUSTER Gene uzun süre önce okunup, yorumu yazılamamış bir kitap. Roman, şiir, otobiyografi, makale gibi değişik türlerde eserleri bulunan Auster, senaryo yazarlığı da yapmış, hatta bir tanesini de yönetmen olarak kendisi filme çekmiş. Filmle ilgili bir söyleşide: ”Eserlerinde, mitlerin uzaklığıyla gündelik yaşamın sadeliğini kaynaştırmaya çalıştığını” söylemiş. Bu kitabı da onlardan biri, iç içe geçmiş öyküler. Arka kapakta tanıtım yazısı; “Uçsuz bucaksız Amerika kırsalının bir beyaz gecesinde daha, dünyayı kafamın içinde döndürerek yeni bir uykusuzluk nöbetiyle boğuşurken karanlıkta tek başınayım... “ Cümlesiyle başlıyor. Dikkat ederseniz ‘beyaz gece’ de karanlıktayım ifadesi gibi tezatlar olan bir yazım tarzı var. 72 yaşındaki eski kitap eleştirmeni August Brill, uykusuz gecelerinde yaşadıklarını unutmak isterken kendi kendine öyküler kurar. Savaş üzerine olan bu öyküleri okurken nedense aklıma önce Aslan Asker Şvayk geldi. Sonra ise Üç Kral, Yeşil Bölge, Jarhead, Bağdat'tan Canlı Yayın gibi Ortadoğu’da geçen savaş filmleri geldi. Kitabı okudukça farklılaştı ve kendimi Frekans, Yaşam şifresi, Matrix gibi filmlerin içinde hissettim. Hele bir bölümde: “Tek bir gerçek yoktur Onbaşı. Pek çok gerçek vardır. Tek bir dünya yoktur. Pek çok dünya vardır ve bunlar, dünyalar ve karşı – dünyalar, dünyalar ve gölge – dünyalar olarak birbirine paralel yürürler ve her bir dünyayı bir başka dünyadaki kişi rüyasında görür ya da onu hayal eder veya onu yazar. Her dünyayı başka bir akıl yaratır.” Paragrafını okuyunca: “Tamam şimdi Matrix olduk.” Dedim. Başka bir yerde ise; “Eskiden akşam saatlerini oturma odasındaki kanepede Flora ile birlikte televizyon seyrederek geçirirdi. Oysa şimdi yatağa uzanıp kitap okuyor. Şu ana kadar yaptığı en önemli iş, Çehov, Calvino ve Camus’yü keşfetmek oldu.” Ayyy ben bu önemli işi çok önceden yapmışım. Özellikle favorim Çehov’u keşfetmek. Herkes kendin tarzına uygun farklı yazarlar keşfedebilir, önemli olan araştırmak, okumak ve keyfini çıkarmak. Tüm gerçek okurlar gibi bu keşiflerden gurur duyuyorum. İç içe geçmiş iki hikaye; biri ödüllü yazar August Brill’in anıları ile geçmiş ve günümüzde gidip gelen yaşanmışlıkları; diğeri ise Brill’in zihninde kendisini öldürmesi için yarattığı kahramanla hikayesi. Okumaya başlayınca zor ilerledi ama bırakmayıp devam edince hızlı bitti. Auster de kendi çapımda keşiflerimden biri; tanışmam Kırmızı Defter ile oldu. Hayran olduğum için Leviathan ile devam ettim, ilk kitap gibi değildi. Gene de Karanlıktaki Adam’ı okudum. Şimdi sırada alınıp da rafta okunmayı bekleyen, İç Dünyamdan Notlar ve Sunset Park var.

Karanlıktaki AdamPaul Auster · Can Yayınları · 2017441 okunma

·

171 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.