Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Milliyetçilik, tek bir genel kuramla açıklanamayacak kadar karmaşıktır. Çeşitli milliyetçiliklerin içeriğini ve özgül yönelimlerini, büyük ölçüde tarihten gelen kendine özgü kültürel gelenekler, liderlerin yaratıcı eylemleri ve uluslararası düzendeki tesadüfi durumlar belirler. Milliyetçiliğin, modern dünyanın temel bir söylemsel oluşumu olarak daimi üretimine ve yeniden üretimine yol açan unsurlar ise daha genel, kuramsal terimlerle teşhis edilebilir. Bunlar milliyetçi söylemin tüm karakteristiklerini veya sonuçlarını açıklayamasa da, milliyetçiliğin niçin var olduğunu ve önemini koruduğunu anlamakta bir adım daha atmamıza olanak sağlar. Milliyetçilik, kültürel gelenekler ve etnisitenin diliyle konuşur; ama milliyetçiliğin ne biçimi, ne de modern çağdaki özgül yaygınlığı bu faktörlerle açıklanabilir. Bunlardan önce milliyetçiliğin, hangi bakımlardan modern devletin yükselişiyle hem baş etmeye çalışan, hem de bu yükselişi biçimlendiren söylemsel bir oluşum olarak tanımlanabileceğine bakmak gerekir. Bunun ilk cephelerinden biri, devlet yönetişimine geniş bir katılımın temin edilmesi çabalarıdır. Milliyetçilik modern siyasi meşruiyet söyleminde, genellikle incelenmemiş, ama çok temel bir rol oynar. Bu söylemde meşruiyet çoğunlukla, belirli yönetim kurumlarının‘halkın’ çıkarlarını temsil etme ve bu çıkarları gözetme derecesine bağlıdır; milliyetçilik de ilgili halkın kim olduğunu belirleme girişimlerinin söylemi ya da retoriğidir. Halkın kategorik kimliği bu söylemle belirlenir. Böylece meşru olmadığı varsayılan hükümetlere ulus adına karşı çıkılabilir. Bir ulusa mensubiyet, başka bir topluluğa -aile, cemaat vs. gibi- mensubiyetten türemez. Kan bağı ya da diğer bağlarla pekişebilir, ama formu da, düzeni de onlardan farklıdır. Milliyetçilik söylemi, büyük çaplı kategorik kimlikleri sahneye davet ederek ya da onların sesi olarak, insanların dünya düzeni (ya da düzensizliği) içinde konumlanmasını sağlar. Bir ulusa üyelik, her birey ile onun doğrudan, kişisel ilişkilerinin kontrolü dışında kalan, ama hayatını etkileyen gayrişahsî güçler arasında bir araçtır. Böylesi kategorik kimliklerin bizi biçimlendirmedeki gücü, önemli ölçüde, devletlerin ve geniş çaplı iktisadi faaliyetlerin üzerimizde sahip olduklarını bildiğimiz güçlerini yansıtır. Milliyetçilik söylemi bu büyük ölçekli güçlerle başa çıkabilecek demokratik adımlar atmakta kullanılabilir. Modern çağda, demokrasi ve milliyetçilik iç içe geçmiştir, fakat milliyetçilikte özü itibariyle demokratik olan herhangi bir yön mevcut değildir.
·
86 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.