Tarih kitaplarında, medyada, sokakta ilk terörist, Hitler vari bir canavar, toplum katili mahluk olarak bilinen, halbuki kendini anlayamamış ve anlatamamış bir fani olan Hasan Sabah ve onun muazzam dehasının ürünü olan Alamut'un hikayesi..... Öncelikle şunu söylemeyelim. Eğer bu kitabı okumak istiyorsanız önce Amiin Maalouf'un Semerkant kitabını okumalısınız. Orada Ömer Hayyam merkezli olan Hasan Sabah ve Nizamül Mülk'ün ilişkilerini ve kitapta bahsedilen Sabbah sayesinde olan Selçuklu'nun yıkılma sahnelerini harika pasajlarla okuyup Sabbah'ın neden Hayyam'ın dostluğunun özlemini çektiğini anlarsınız (Sabbah ve Hayyam'ın ilişkisinin Sabbah tarafından bana Mevlana ile Şems'i hatırlattı) Sabbah'ın kafasının içindekileri döktüğü her satırda yerimde kıvranıp o anlatılmaz düşüncelerin haklılığını gördüm. Siyasetin, idarecilerin, milletin çıkarları doğrultusunda harcanan düşüncelere çok yazık. Sabbah'ın aslında yapmak istediği İsmaili tarikatını dünyaya yaymak değil. O hakikatın olmadığı ama her şeyin mübah olduğu bu cihanda İran'ın o haşmetli Rüstemlerini, Firdevsilerini, Alp Er Tungalarını unutup Selçuklu boyunduruğu altına girmesine kızgın, hakikatın olmayışına kızgın, kendince şu an Müslümanlar olarak inandığımız tanrının neden kendini bu kadar geri çektiğini, peygamberler döneminde mucizeleri ortaya koyup kullarına bunların doğruluğuna sorgulamaksızın inanın dedikten sonra günümüzde ise o dönemde olan bunun gibi şeylerin artık olmayacağını, olduğunu söyleyenlere de inanmamız gerektiğini söylemesine kızgın (ya tanrı diye bir şey yoksa ve peygamberler tıpkı onun yaptığı gibi uydurmasyonlarla ortaya çıkmışsa? Amacım bu doğrudur, yanlıştır demek değildir ; gayem Sabbah'ın aklının içindekilerini okumak) Ez cümle Sabbah yapacakları için çocukluğunda tanıştığı İsmaililiği seçti. Halbuki derdi çok başkaydı. O hep yalnızdı. Bu bahsettiğim İran, Selçuklu ve Nizamül Mülk düşmanlığı kısmını Sabbah reddediyor. Sadece yaptıklarından çıkardığım bir sonuç. Okuduğunuzda da katılacağınıza eminim. Burada Bartol'un kalemine ve emeğine değinmek olmaz. Uzun zamandır beni okuma zevkinden kıvrandıran kitap okumamıştım ta ki Semerkant'a kadar. Ondan sonra da okuyamadım ta ki Alamut'a kadar. Demek ki Sabbah'la daha çok haşır neşir olacağız :)

AlamutJames Boschert · Yurt Kitap Yayın · 20123,198 okunma

·

801 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Meryem