Bilimolog ve Felsefelog hakkında açıklama yapacağım demiştim. Neler yapacağımızdan önce neden yapacağımızdan biraz bahsetmek istiyorum. Tanıyanlar bilir ama öncelikle biraz kendimden bahsedeyim :d. Biyoloji ve felsefe bölümleri okuyorum, Bilim ve Sanat Merkezinde 10 yıl gibi bir süre zarfında fizik, astronomi, mekatronik dersleri ağırlıklı olmak üzere eğitim aldım. (Detayına internetten adımı aratarak bakabilirsiniz.) Bunları söylememin sebebi neden bu işlerle ilgili olduğuma dair ön bir bilgi vermek amaçlıydı. Yani bilimin ve felsefenin içinde bir hayat sürme gayreti içindeyim ve şuanda da bu alanda ilerlemeye çalışıyorum. Lakin benim için asıl önemli olan nokta beni bu noktaya sokan nokta özellikle belli bir yaştan sonra gerçekten bilim yapabilmenin, felsefe yapabilmenin zevkine vardıran nokta müslüman olduktan sonra olan sürecimde ve şuan bulunduğum bu konumu da bu sürece borçluyum. Benim için Müslüman olmak demek, hem Kur'an'ı okuyan, irdeleyen bir insan için, hem peygamberin hayatını okuyan, irdeleyen bir insan için hem de tarihini okuyan, bilen bir insan için her daim bilginin peşinde koşmak,hayret içinde, merak içinde olmak, her daim düşünmek, irdelemek, doğrunun, hakikatin peşinde olmak demek. Ben Kur'an'ı okuduğum zaman evrene ve dahilinde olan şeylere bihaber kalamıyorum bu mümkün değil. Okuduklarım beni bu evreni anlamaya ve bu evren içindeki pek çok şey üzerine düşünmeyi zorluyor. Ve Rabbimizde bizden bunu çoğu ayette bizzat istiyor da. Görmezler mi? Bakmazlar mı? Düşünmezler mi? Öğüt almazlar mı? diyor defalarca. Tüm bunlardan bihaber yaşayanları ikaz ediyor, uyarıyor defalarca! Hz.Muhammed'e bakıyoruz bizi ilme teşvik ediyor, hangi insan savaş esirlerini okuma yazma öğretme karşılığında bırakır ki? Öyle bir çağda öyle bir zamanda. Tarihimize bakıyoruz, benim en çok özlemini çektiğim keşke yaşasaydım dedim o İslam'ın Altın Çağı'na. Burada anlatmakla bitmeyecek muazzam bir ilim, bilim deryası. Bilginin nereden geldiğine bakmadan, her sözü dinleyip en güzeline uyan, çağının ötesine geçmiş, Allah'ın eserlerini hakkıyla bilmek için çabalayan o güzel insanlar. Bu kısmı daha çok çok uzatabilirim lakin okunabilirliği kolay kılmak için kısa tutacağım. Velhasıl kelâm benim için Müslüman olmak demek her daim bilginij peşinde koşmak, araştırmak, doğru bilgiyi ortaya koymak, delillerden, işaretlerden haberdâr olmak demektir. Bunun farkına varan bir müslümanın da zaten bilimden, felsefeden geri kalması mümkün değildir. Benim Biyoloji ve Felsefe seçmemdeki en büyük motivasyon buydu. Sonraki motivasyonum da böyle bir sağlam dayanağa sahipken bilimin b sini felsefenin f sini bilmeyen saplantılı bir güruh tarafından sırf müslüman olduğum için hakarete,lince uğramam ve çalışmalarımın itibarsızlaştırılmaya çalışılmasıydı. Ben de o cahil güruhtan yüz çevirerek her daim en güzel şekilde mücadele vermeye çalıştım. Onlar kendi bataklıklarında boğulurken ben kendimi gelişmeye adadım.
Bir diğer motivasyonum çocuklarını sırf para uğruna istemedikleri meslekleri zorla yaptırmaya çalışan ve sonrasında mutsuz bir nesli ortaya çıkaran anne babalara bilginin peşinde koşmanın başarıyı da parayı da kariyeri de getirebileceğini bunun için illa doktor ya da mühendis olmak zorunda olunmadığını göstermek. Bir sorudan dolayı hayatının karardığını düşünen o gençlere her şey senin elinde diyebilmek. Onlara umut olmak.
Tüm bu motivasyonlarımın bir sonucu olarak bilginin peşinde sadece bilginin kendisi için koşmak, uğraş vermek ve bu uğraşın karşılığının elbet bir şekilde alınacağına inanmak benim şiarım. Bugün her ne yapıyorsam bunun için yapıyorum. (Siz bunu okuyun devamı gelecek)
·
802 görüntüleme
Güzel yazmışsın. Tek katılmadığım nokta salt bilgi peşinde koşulması. Bilgi amaç değil araç olmalı. Bilgi kutsal değildir. Onun dışında 👏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.